Uğur Mumcu

Uğur Mumcu
Bu toplum, bedeninden hiç eksilmeyen yaralarla yaşıyor…

Gözden kaçanı, görülmeyeni, yok sayılanı, değer verilmeyeni, fark edilmeyeni fark ettirmek için...




30 Nisan 2012 Pazartesi

1 Mayıs’ın ruhu: Kendisi için sınıf olmak!

Tüm dünyada işçi sınıfının burjuvazinin karşısına sınıf olarak çıktığı, gücünü sınadığı gün olan 1 Mayıs’ı, bu yıl, emperyalist kapitalist sistemin merkez üssü olan ABD ve AB ülkelerini sarsan küresel krizin dibinin görülmediği ve hala nereye doğru evrileceğinin belirsizliğini koruduğu bir kesitte karşılıyoruz. Krizin olduğu ülkelerde tekelci burjuvazinin önünde krizini aşmak için artı-değer sömürüsünü yükseltmek dışında bir seçenek bulunmamaktadır. Krizde olmayan ancak etkilerini

Hikmet Çetinkaya : Nedir Bu Aziz Nesin Düşmanlığı?.

 Susuzluğun külü bir ılgın yaratır yüreğimde, suyun saydam kaynağı gibi...
Yitik kuytu ormanları beklerim bir günün aydınlığında, ilkyazın ilk günlerinde.
Umut ve umutsuzluk...

29 Nisan 2012 Pazar

Türkiye Kime Kalacak?!.

 'Adım adım sinsi devrim'

'Türkiye Kime Kalacak' kitabında AKP'nin vizyonunun sonuna gelindiğini anlatan Ulagay, tekseslilikten endişeli...




Ekonomi-politika yazarı Osman Ulagay’ın son kitabı “Türkiye Kime Kalacak?” büyük ilgi uyandırdı. Kitabın kapağındaki “Başbakan’ın yazdırdığı kitap” sözü, Ulagay’ın Türkiye’nin kutuplaşmasına yönelik endişelerine

25 Nisan 2012 Çarşamba

Haluk Özkan düzenin türküsünü hiç söylemedi! ONUN RENGİ BELLİ!


 -Seda PEKGÖZ


Sanatçının niteliğini belirlerken onun toplumsal tutum ve
ilişkilerinin, eserlerinin neyin hizmetinde olduğuna bakmalıyız.




Toplumsal yaralara, sosyal sorunlara ilgi gösteriyor, bir damla ışık olmak için çırpınıyorsa 'çeşme akarken kovasını doldurma' zihniyetinden uzaksa Halkın Sanatçısıdır.

24 Nisan 2012 Salı

Aleviliğin Özgünlüğü ve Özelliği

Aleviliğin Özgünlüğü ve Özelliği

Aydınlığın Bilgesi İlhan Selçuk'un 27 Ocak 2008 tarihli yazısı:


Aleviliğin Özgünlüğü ve Özelliği...

“Osmanlı padişahı Sünnilerin halifeliğini benimsedikten sonra, Aleviler, Şeyhülislam fetvalarıyla ‘Katl-i vacip Kızılbaşlar’ olarak nitelendirildiler; köylerde ve dağlarda içe kapalı bir gizemli yaşamı sürdürmek zorunda kaldılar...

18 Nisan 2012 Çarşamba

Düşünen Tohum, Konuşan Toprak: Cumhuriyetin Köy Enstitüleri

 ‘Düşünen Tohum, Konuşan Toprak: Cumhuriyetin Köy Enstitüleri’ sergisi açıldı Küratör Ekrem Işın, sergideki fotoğraflarda görülen köylü çocukların, Cumhuriyetin devraldığı Osmanlı mirası olduğunu belirtti. Hasanoğlan Köy Enstitüsü mezunu, eğitimci, yazar Pakize Türkoğlu ise ‘Orada eleştiri ve demokrasi kültürünü de öğrenik’ dedi.



Suna ve İnan Kıraç Vakfı İstanbul Araştırmaları Enstitüsü, Cumhuriyet tarihinin en dramatik değişim süreçlerinden “Köy

15 Nisan 2012 Pazar

Yıl 2012, ama hayat 12 Eylül 1980'de gibi

Tarihimizle yüzleşelim! Bu lafın en çok kullanıldığı tarihlerden biri kuşkusuz, 12 Eylül 1980. Sözüm ona bugünlerde bir davayla yargılanıyor. Ben size ne o davayı, ne de o eski günleri anlatacağım, benim derdim bugünle, çünkü 12 Eylül hâlâ sürüyor.

Tam 33 yıldır bunu bekliyorlardı. Yıllarca bunun için sokaklardaydılar çamur, kar, yağmur demeden. Her şehirde. İntikam için değil, adalet için, Türkiye’de demokrasiden bahsedilebilmesinin yolunun bundan geçtiğini bildikleri için. Yıllar sonra bugün, 12 Eylül’ün yargılanmasının önü açıldığında