Ardı ardına gelen şehit haberleriyle yine yandık,dağlandık. Ruhları şad,mekanları cennet olsun.Allah'ın rahmeti üzerlerine olsun. Hakları ödenmez. Yattıkları yer Türk milletinin bilinci,vicdanı ve toplumsal hafızasıdır.
Herhalde Milletimizin hissiyatını en iyi yine Akif anlatmakta: "Vurulmuş tertemiz alnından yatıyor/ Bir hilal uğruna Yarab ne güneşler batıyor/ Ey bu topraklar için toprağa düşmüş asker/ Gökten ecdad inerek öpse o pak alnı değer/ Sana dar gelmeyecek makberi kimler kazsın / Gömelim gel seni tarihe desem sığmazsın/ Ey şehid oğlu şehid, isteme benden makber (mezar) /Sana ağuşunu (kucağını) açmış duruyor Peygamber... (M.Akif Ersoy, Bir Hilal Uğruna)
Şehitler ölümsüzdür.Tüm şehitlerimize rahmet olsun. Bilinmelidir ki Mehmetçiğe sıkılan kurşunların failleri sadece maşa olarak kullanılan terör örgütü üyesi alçaklardan ibaret olmayıp,diğerlerini de görmek gerek.
Başta ABD, İngiltere, AB ve bunların yerli işbirlikçileri olmak üzere, sözde "insan hakları" maskesi altında teröre fiziki ve fikri mühimmat,lojistik ve psikolojik destek sağlayan insanlıktan çıkmış ve ikiyüzlü herkes sıkılan bu kurşunların müşterek failidir.
Bu nedenle sadece görünürdeki faillere değil, bunlara da hak ettikleri cevap verilmeli, milli mücadele ruhuyla emperyalizmle amansız bir mücadele verilerek kuruluştaki değerlere ve tam bağımsızlığa geri dönülmelidir. Mehmetçiğin asil kanı ancak o zaman gerçekten yerde kalmaz.
Bu arada adı değişse de bu çizginin; terör örgütünün uzantısı,ABD emperyalizminin tetikçisi,sözcüsü ve kara gücü olduğu, Türk milletine olan düşmanlığı, asla Türkiye partisi olamayacağı,bu yapıdan ülkeye hiç bir zaman hayır gelemeyeceği bir kez daha görülmüştür.
Çünkü isim değişse de cisim ve ruh, kök aynıdır. Çünkü demlik (terör örgütü ve emperyalizm sözcülüğü ve destekçiliği) aynı, DEM (bölücülük) aynı, demleyen (emperyalizm) aynıdır!
Son dönemlerde;Türkiye şehitlerine yanarken, milletvekili görünümlü DEM'lemeler (beslemeler) "onurlu çözüm!" ve "diyalog!" masalları altında dikkat çekici bir şekilde İmralı'daki caniye, terörist başına özgürlük talep etme cür'etini gösterebilmektedirler.
Öyle ki bir DEM'leme, "Sayın Öcalan'ın özgürlüğüne kavuşması için herkes sorumluluk almalıdır" diyebilecek kadar ileri gidebilmiş, ihaneti açıkça sergileme sorumsuzluğunu gösterebilmiştir. "Sorumluluk" denilen şey tetikçilik ve ihanetten başka bir şey değildir.
Ancak cür'et daha da artmış olacak ki ,Türk milletinin vekili olamayacak bir " DEM'leme "; "Kürt sorunu devam ettikçe Tekirdağlı da Trabzonlu da rahat olmayacak. Ne Dersim'de ne Türkiye'de huzur, umut, demokrasi olur" ifadeleriyle Türk milletini tehdit edebilmiştir!
Emperyalizmin sözcüsü bu hadsiz ve küstah gibiler emperyalizmin tetikçiliğini, uşaklığını, maşalığını yaptıkları, ABD'nin "kara" gücü olmayı sürdürdükleri sürece Kürt kökenli yurttaşlara da zarar vermeyi sürdüreceklerdir.
Feodaliteye, emperyalizme tek bir laf edemeyen bu sözde "seküler!" yapı, Kürt kökenli yurttaşlarımızı emperyalizme peşkeş çekmekte ve kullanmakta, Kürt kökenli yurttaşlarımıza da ihanet etmektedir.Bu er veya geç görülecektir.
Bu yapı Türk milletinin ayrılmaz bir parçası olan, aynı coğrafyaya, geçmişe, geleceği, kadere ve kedere ortak Kürt kökenli yurttaşlarımızı da ateşe atmaktadır ve buna,Türkiye Cumhuriyetini kuran Türk milleti topyekun direnecek ve bu maşaları efendilerinin yanına gönderecektir.
İsmi değişse de cismi ve küresel "görevi" değişmeyen ve değişemeyecek bu yapıyla yan yana gelmek, yol yürümek hiç bir biçimde kabul edilemez. Bu yol emperyalizmin, Cumhuriyet ve Atatürk düşmanlığının,vatana ihanetin yoludur.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder