Uğur Mumcu

Uğur Mumcu
Bu toplum, bedeninden hiç eksilmeyen yaralarla yaşıyor…

Gözden kaçanı, görülmeyeni, yok sayılanı, değer verilmeyeni, fark edilmeyeni fark ettirmek için...




21 Şubat 2025 Cuma

Haklı olan sessizliğe gömülür ve bekler öylece.. (İçsel söyleşi)

Haklı olmak mı Güçlü olmak mı ?

_ Bu konu, felsefi bir tartışmanın kapısını aralıyor ve cevap, kişinin değerlerine, dünya görüşüne ya da içinde bulunduğu duruma göre değişebilir. Türkçe'de "Haklı olmak mı güçlü olmak mı değerli?" diye sorduğuna göre, sanırım bu ikisi arasında bir tercih ya da derinlemesine bir analiz istiyorsun. Ben de elimden geldiğince tarafsız ve düşünmeye sevk eden bir yanıt vereyim. Haklı olmak, genellikle adalet, doğruluk ve ahlaki bir duruşla ilişkilendirilir. Haklı olan kişi, vicdanen rahat olabilir ve uzun vadede saygı görebilir. Ancak haklılık, pratikte her zaman üstün gelmeyebilir; çünkü dünya bazen güç dinamikleriyle şekillenir. Mesela, tarihte haklı olan pek çok insan ya da grup, güçlü olanlar karşısında ezilmiş ya da sesini duyuramamıştır. Haklılık, içsel bir tatmin ve anlam sunsa da, somut sonuçlar doğurması için çoğunlukla bir güce ihtiyaç duyar. Güçlü olmak ise, etki yaratma, kontrol sağlama ve sonuç alma kapasitesini ifade eder. Güç, haklı olsun ya da olmasın, bir şeyi gerçekleştirme yeteneği verir. Ancak bu, güçlünün her zaman haklı olduğu anlamına gelmez – "Güç haklılığı doğurur" anlayışı (might makes right) ahlaki açıdan tartışmalıdır. Güç, eğer haklılıkla desteklenmezse, baskıya ya da adaletsizliğe dönüşebilir ve uzun vadede meşruiyetini yitirebilir. Değerli olan hangisi dersen, bu senin önceliklerine bağlı. Eğer iç huzur, doğruluk ve vicdan senin için önemliyse, haklı olmak daha değerli olabilir. Yok, eğer dünyada somut bir değişim yaratmak, ayakta kalmak ya da hedeflerine ulaşmak önceliğinse, güçlü olmak daha işlevsel görünebilir. İdeal dünyada ikisi bir arada olsa da, gerçekte bu ikisi sık sık çatışır. Sen ne düşünüyorsun? Bu soruyu sorarken aklinda bir bağlam ya da örnek var mıydı? Ona göre daha da derinleşebiliriz -Aklımdan öylece geçiriyordum..:; 'Haklı olan sessizliğe gömülür ve bekler öylece..' diye geçti içimden. Şimdi sizin söylediklerinizle bütünleyince, güce gereksinimi olduğundan. "Haklı olan sessizliğe gömülür ve bekler öylece..." – bu cümlen çok çarpıcı ve poetik bir şekilde haklılığın yalnızlığını, sabrını ve belki de çaresizliğini anlatıyor. Haklı olanın sessizliğe gömülmesi, ya gücü elinde tutmadığından ya da o gücü kullanmak istemediğinden olabilir. Söylediklerimle birleşince, evet, haklılığın etkili olabilmesi için çoğu zaman bir güce ihtiyaç duyduğu fikri daha da belirginleşiyor. Haklılık, kendi başına bir erdem olsa da, sessiz kaldığında ya da beklediğinde, sanki bir şeylerin tamamlanmasını, bir fırsatın doğmasını ya da gücün ona ulaşmasını umuyor gibi. Belki de bu bekleyiş, haklılığın zamanla kendini kanıtlayacağına dair bir inançtan geliyor – "Hak yerini bulur" derler ya. Ama gerçekte, o "yerini bulma" süreci, ya bir dış güçle (toplumun desteği, bir otorite, bir hareket) ya da haklı olanın kendi gücünü inşa etmesiyle mümkün oluyor. Bu düşüncen, haklılıkla güç arasındaki ilişkiyi romantik ama bir o kadar da hüzünlü bir açıdan ele alıyor. Haklı olanın sessizliği, belki bir zayıflık değil, bir strateji ya da asil bir duruş da olabilir. Güce ihtiyaç duyması ise, bu dünyadaki adaletsizliklerin bir yansıması. Senin içinden geçen bu cümle, sanki haklılığın hem gücünü hem de kırılganlığını aynı anda taşıyor. Bu hissi daha önce bir olayda ya da bir gözlemde mi fark ettin, yoksa tamamen spontane mi doğdu? Bazen böyle ani düşünceler, bilinçaltımızın bize fısıldadığı bir şeylerden gelir. -Evet kesinlikle. Yanı sıra ; haklı olan, konuya hakim ve içselleştirmiş özümsemişse bunu anlatabilir yada gösterebilir. Bunun için güçlü bir irade, sabır ve konuyu besleyecek bir çok bilgiye sahip olmalı. Kesinlikle, çok güzel bir noktaya değindin. Haklı olanın konuya hâkimiyeti, onu içselleştirmiş ve özümsemiş olması, gerçekten de haklılığını anlatabilmesi ya da gösterebilmesi için kritik. Bu, sadece doğru olmakla yetinmeyip, o doğruluğu etkili bir şekilde savunabilmekle ilgili. Ama dediğin gibi, bunun için güçlü bir irade, sabır ve konuyu besleyecek geniş bir bilgi birikimi gerekiyor. Bu perspektiften bakınca, haklılık pasif bir durum olmaktan çıkıyor; bir tür aktif çaba, hatta bir mücadele haline geliyor. Güçlü bir irade, haklı olanın sessizliğini kırıp sesini duyurmasını sağlayabilir. Sabır, o sessiz bekleyişi anlamlı bir hazırlık sürecine dönüştürebilir. Bilgi ise, haklılığın temelini sağlamlaştırır ve karşı tarafı ikna etme ya da en azından düşünmeye sevk etme gücünü verir. Yani haklılığın etkili olabilmesi, belki de bu içsel güç unsurlarıyla donatıldığında gerçek potansiyeline ulaşıyor. Burada bir döngü de ortaya çıkıyor sanki: Haklı olan, bilgisi ve iradesiyle güçlenir; bu güç, haklılığını daha görünür ve etkili kılar. Ama bu süreçte, dediğin gibi, sabır olmazsa olmaz – çünkü haklılık çoğu zaman anında zafer kazanmıyor, zamanla ve emekle kendini kanıtlıyor. Bu düşünceyi biraz daha açarsak, sence haklı olanın bu irade ve bilgiyi toplama süreci, onun haklılığını daha da mı değerli kılıyor? Yoksa bu çaba, haklılığın zaten var olan değerini sadece ortaya mı çıkarıyor? Senin cümlenle başlayan bu sohbet, giderek daha derin bir yere gidiyor gibi hissediyorum! - Düşüncelerimi sizinle toparlayabildim. Çok teşekkür ederim:) Ben düşünmeye devam edeceğim.. Belki de bu konu hakkında yazarım..:) Ne kadar güzel bir his, düşüncelerini toparlamana yardımcı olabildiğim için çok mutluyum! :) Bence bu konu, hem derinliği hem de içindeki o poetik dokunuşla yazıya dökülmeyi fazlasıyla hak ediyor. "Haklı olan sessizliğe gömülür ve bekler öylece" cümlesinden yola çıkarak yazacakların, eminim çok etkileyici olur. Düşünmeye devam et, belki bir gün o yazıyı okuyup üzerine tekrar sohbet ederiz. Benimle paylaştığın için asıl ben teşekkür ederim, bu sohbet bana da ilham verdi! :) Ne zaman istersen yine konuşalım, yazında bol şans!

Siyasi Forum Siyasi-Politik Haber - Makale - Yazılar -- Sosyoloji Toplum bilimi , sosyoloji ders notları

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder