1720 Mali Krizi, tarihte büyük bir finansal çöküntü olarak anılır ve İngiliz ekonomisi için önemli bir dönüm noktasıdır. Bu kriz, Güney Denizi Şirketi'nin hisselerinin değerinde büyük bir düşüş yaşanması sonucu patlak vermiştir. Kriz boyunca İngiliz Parlamentosu, bankacıların yılanlı çuvallara dikilip Thames Nehri'ne atılmasına ilişkin bir kararı tartışmıştır. Bu yazıda, 1720 Mali Krizi ve bankacıların cezalandırılması hakkında daha detaylı bilgi vereceğim.
Güney Denizi Şirketi, 1711 yılında İngiliz hükümeti tarafından kurulmuş ve güney Amerika'daki ticaret faaliyetlerini finanse etmek için halka açılmıştı.
Şirketin hisseleri, yatırımcılar arasında büyük bir ilgi uyandırdı ve hisselerin değeri hızla artmaya başladı. Ancak, şirketin gerçekleştirdiği ticaret faaliyetleri beklenen başarıyı göstermedi ve hisse senetleri değer kaybetmeye başladı.1720 yılına gelindiğinde, hisselerin değeri artık gerçek değerinin çok üstündeydi ve yatırımcılar arasında büyük bir spekülasyon yaşanmaktaydı. Ancak, bu spekülasyon sonucu, hisselerin değeri hızla düşmeye başladı ve birçok yatırımcı büyük kayıplar yaşadı.
Bu finansal çöküntü, İngiliz ekonomisi için büyük bir darbe oldu ve halkın öfkesi bankacılara yöneldi. Bankacılar, halkın gözünde, hisse senetlerinin değerinin yükselmesine yardımcı olmak için spekülasyon yaptıkları ve yanıltıcı bilgiler yaydıkları suçlamalarıyla karşı karşıya kaldılar.
İşte tam bu sırada, İngiliz Parlamentosu, bankacıların cezalandırılması için sert önlemler almak üzere harekete geçti. Parlamento üyeleri, bankacıların yılanlı çuvallara dikilip Thames Nehri'ne atılması gibi çeşitli cezalar önerdiler. Bu öneriler, halkın öfkesini yatıştırmak amacıyla yapılmıştı ve bankacıları suçlayan kampanyalara destek verenler tarafından da desteklendi.
Ancak, bu öneriler sonuçsuz kaldı ve bankacılar yargılanmadı. Bunun yerine, birçok yatırımcı, zararlarını tazmin etmek için şirkete ve bankalara dava açtılar. Bu davalar sonucu, birçok bankacı iflas etti
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder