Uğur Mumcu

Uğur Mumcu
Bu toplum, bedeninden hiç eksilmeyen yaralarla yaşıyor…

Gözden kaçanı, görülmeyeni, yok sayılanı, değer verilmeyeni, fark edilmeyeni fark ettirmek için...




16 Ekim 2025 Perşembe

Kuzuların Sessizliği: Gazze'nin İki Yıllık Çığlığı

Kuzuların sessizliğiyle izlediler iki yıllık soykırımı. Karanlık bir sinema salonunda, mısırlarını yiyerek, koltuklarında kıpırdamadan. Ekranlarında patlayan bombalar, enkaz altında ezilen çocuklar, açlıkla boğuşan anneler... Ama salonda tek bir fısıltı yok. Dünya, Gazze'nin kanayan yarasına bakarken, tıpkı o filmdeki gibi, sessiz bir seyirci kitlesine dönüştü. İki yıl geçti; 7 Ekim 2023'te başlayan İsrail'in Gazze'ye yönelik saldırıları, bugün hâlâ bir soykırım makinesinin dişlileri arasında dönüyor. Peki, bu sessizlik neden? Ve bu soykırım, insanlığın vicdanını nasıl yutuyor?


Soykırımın Anatomisi: Rakamlar ve GerçeklerGazze, dünyanın en yoğun nüfuslu açık hava hapishanelerinden biriydi zaten. 2,3 milyon insan, 365 kilometrekarelik bir alanda sıkışmış, yıllardır abluka altında nefes almaya çalışıyordu. 7 Ekim'den bu yana İsrail'in hava, kara ve deniz bombardımanları, Birleşmiş Milletler'in (BM) verilerine göre 42 binden fazla Filistinli'yi öldürdü – bunların yarısından fazlası kadın ve çocuk. Yaralananlar 100 bini aştı. Gazze Sağlık Bakanlığı'na göre, nüfusun %2'si yok edildi; hastaneler, okullar, camiler hedef alındı. İsrail Savunma Kuvvetleri (IDF), "terör hedefleri" diye nitelendirerek binlerce sivil yapıyı yerle bir etti. BM İnsan Hakları Konseyi raporları, bu eylemleri "toplu cezalandırma" ve "insanlığa karşı suç" olarak sınıflandırıyor. Güney Afrika'nın Uluslararası Adalet Divanı'na (UAD) taşıdığı dava, İsrail'i soykırım suçuyla yargılamaya devam ediyor – mahkeme, ateşkes emri verdi ama uygulanmadı.Bu, sadece rakamlar değil; sistematik bir yok etme. İsrail'in "Gideon'un Savaş Arabaları" operasyonuyla su, elektrik, gıda ve yakıt akışı kesildi. UNICEF, Gazze'deki çocukların %90'ının susuz kaldığını, açlığın kıtlık seviyesine ulaştığını belirtiyor. Hastaneler bombalandı, doktorlar öldürüldü; Dünya Sağlık Örgütü, sağlık sisteminin çöktüğünü raporladı. İki yılda, Gazze'nin %80'i yaşanmaz hale geldi. Bu, Holokost sonrası "asla bir daha" sözünün ironik bir yansıması: Bir halk, kendi toprağında siliniyor.Sessiz Seyirciler: Küresel Vicdanın İflasıDünya neden sessiz? Batı medyası, İsrail'in "kendini savunma hakkı"nı manşetlere taşırken, Filistinlilerin acısını "kurban istatistikleri"ne indirgiyor. ABD, İngiltere ve Almanya gibi ülkeler, İsrail'e milyarlarca dolarlık silah yardımı yaptı – Biden yönetimi yalnız 2023-2024'te 18 milyar doları aştı. BM Güvenlik Konseyi'nde veto mekanizması, ateşkes kararlarını engelliyor. Avrupa Birliği'nde bile, Almanya'nın "tarihsel sorumluluk" bahanesiyle İsrail'e arka çıkması, antisemitizm suçlamalarını kalkan yapıyor.Arap dünyası? Suudi Arabistan ve BAE gibi ülkeler, Abraham Anlaşmaları'yla İsrail'le normalleşirken, Filistin davasını kenara attı. Türkiye ve İran'ın kınamaları retorikte kalıyor; somut yaptırım yok. Sokak protestoları – Londra'dan Washington'a – milyonları toplasa da, hükümetler kulak tıkıyor. Sosyal medya bile sansürleniyor: Meta ve X platformlarında Filistin yanlısı içerikler engelleniyor. Bu sessizlik, emperyalizmin mirası: Filistin, "terörizm" etiketiyle meşrulaştırılmış bir soykırım alanı.Kuzuların Çığlığı: Direniş ve Umut IşıklarıAma kuzular sessiz değil; Gazze direniyor. Hamas ve diğer gruplar, 7 Ekim saldırısıyla İsrail'in hegemonyasını sarstı. Bu, yılların birikmiş öfkesinin patlamasıydı. Gazze'de tünellerde, hastanelerde, enkaz altında süren mücadele, bir halkın varoluş savaşı. Uluslararası alanda, İrlanda, İspanya ve Norveç gibi ülkeler Filistin'i tanıdı; Güney Afrika'nın UAD davası umut veriyor. Aktivistler, BDS hareketiyle (Boykot, Tecrit, Yaptırım) İsrail ekonomisini sarsıyor.İki yılda, soykırım devam etse de, Filistinlilerin dayanışması ilham kaynağı. Çocuklar bombalar altında resim çiziyor, şairler dizeler yazıyor. Bu, sadece Gazze'nin değil, tüm ezilenlerin hikayesi.Son Perde: Sessizliği KırmakKuzuların sessizliği filmi bittiğinde seyirciler alkışladı. Ama Gazze'nin filmi bitmedi; hâlâ dönüyor. Dünya, bu soykırımı izlemeyi bırakıp harekete geçmeli: Silah ambargosu, BM reformu, Filistin devletinin tanınması. Aksi takdirde, vicdanımız da enkaz altında kalacak. İki yıllık sessizlik, insanlığın en büyük utancı olsun – ve bir gün, adaletin zaferiyle bitsin.


Siyasi Forum Siyasi-Politik Haber - Makale - Yazılar -- Sosyoloji Toplum bilimi , sosyoloji ders notları

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder