78'liler Girişimi Sözcüsü Celalettin Can, yönetmen Sırrı Süreyya Önder, ÖDP Genel Başkanı Alper Taş'ın da aralarında bulunduğu çok sayıda aydın, siyasi parti ve sivil toplum örgütü temsilcisi "Direnişin ve Dayanışmanın Tarihi Onurumuzdur" pankartının arkasında bir araya gelerek, Kızıldere'de katledilen devrimci önder Mahir Çayan ve arkadaşlarını andı.
Kaldırıma damladı hepimizin yüreğinden bir damla kan --------------- Sosyoloji Toplum bilimi , sosyoloji ders notları
Uğur Mumcu
Bu toplum, bedeninden hiç eksilmeyen yaralarla yaşıyor…
Gözden kaçanı, görülmeyeni, yok sayılanı, değer verilmeyeni, fark edilmeyeni fark ettirmek için...
Gözden kaçanı, görülmeyeni, yok sayılanı, değer verilmeyeni, fark edilmeyeni fark ettirmek için...
30 Mart 2011 Çarşamba
Direnişin ve Dayanışmanın Tarihi Onurumuzdur
'Kızıldere onurdur'
78'liler Girişimi Sözcüsü Celalettin Can, yönetmen Sırrı Süreyya Önder, ÖDP Genel Başkanı Alper Taş'ın da aralarında bulunduğu çok sayıda aydın, siyasi parti ve sivil toplum örgütü temsilcisi "Direnişin ve Dayanışmanın Tarihi Onurumuzdur" pankartının arkasında bir araya gelerek, Kızıldere'de katledilen devrimci önder Mahir Çayan ve arkadaşlarını andı.
Taksim Meydanı’nda bir araya gelen grup, dev bir Mahir Çayan posteri ve “Kızıldere onurdur, onuruna sahip çık”, “Mahir, Hüseyin, Ulaş kurtuluşa kadar savaş” sloganlarıyla Galatasaray’a dek yürüdü. Kızıldere’de katledilenler için bir dakikalık saygı duruşunda bulunan grup adına hazırlanan açıklamayı okuyan İlknur Birol,“Onlar, Deniz Gezmiş, Hüseyin İnan ve Yusuf Aslan’ın idamını engellemek için NATO’nun Ünye Radar Üssü’nde görevli üç teknisyeni kaçırmışlardı.
78'liler Girişimi Sözcüsü Celalettin Can, yönetmen Sırrı Süreyya Önder, ÖDP Genel Başkanı Alper Taş'ın da aralarında bulunduğu çok sayıda aydın, siyasi parti ve sivil toplum örgütü temsilcisi "Direnişin ve Dayanışmanın Tarihi Onurumuzdur" pankartının arkasında bir araya gelerek, Kızıldere'de katledilen devrimci önder Mahir Çayan ve arkadaşlarını andı.
Devrim,siyasal,emperyalizm,demokrasi,faşizm
78'liler,
dayanışmanın,
direnişin,
onurumuzdur,
tarihi
26 Mart 2011 Cumartesi
İnsan niçin bayılsın yemek yerken?
İmambayıldı BİRLEŞİK yazılır; çünkü dilbilgisi kurallarına göre ayrı iki sözcüğü yan yana getirerek oluşan tek sözcüklü bir yemek adıdır. Türk mutfağının gözdelerinden biri olduğu için önemli yabancı konuklara verilen resmi ziyafet mönülerinde yer alır çoğu zaman. Konuğunuz bu enfes yemeğin niçin böyle adlandırıldığını sorunca ne diyeceğinizi şaşırırsınız. Lezzetine imamın bile bayıldığını söyleseniz, bayılmanın “çok beğenme” anlamını bilmeyen ve daha önceki bir ziyafette “karnıyarık” adlı bir başka patlıcan yemeği yemiş olan konuğunuz, bu açıklamanın üstüne karın yarılması dehşetini de ekleyerek pek inandırıcı bulmaz sözlerinizi; ama masada tatsızlık çıkarmama diplomatlığıyla “kimmiş o imam” diye sormaz. Kibarlığından açıkça söylemese de ister istemez karanlık olasılıkları aklından geçirdiğini sezersiniz yüzüne bakınca.
Kendine göre haksız da değildir. İnsan niçin bayılsın yemek yerken? Fiziki nedenler dışında, olsa olsa, ancak çok kötü haber duyunca düşüp bayılanlar olur, örneğin.
Kendine göre haksız da değildir. İnsan niçin bayılsın yemek yerken? Fiziki nedenler dışında, olsa olsa, ancak çok kötü haber duyunca düşüp bayılanlar olur, örneğin.
Devrim,siyasal,emperyalizm,demokrasi,faşizm
İmambayıldı,
Köşe Yazıları,
makale,
Mümtaz Soysal
25 Mart 2011 Cuma
Kilometre taşı oldu
Kilometre taşı oldu
Türkiye'deki önemli davaların dosyaları da 16 Mart katliamının delilleri arasındadır artık...
Devrim,siyasal,emperyalizm,demokrasi,faşizm
16 Mart katliamı,
önemli davalar
Yargılanan ilk Gladio eylemi
Yargılanan ilk Gladio eylemi
Beyazıt'ta dersten çıkan öğrencilerin üzerine 33 yıl önce bomba atılmış, 7 üniversitelinin öldüğü olayda 41 öğrenci de yaralanmıştı
Devrim,siyasal,emperyalizm,demokrasi,faşizm
eylemi,
Gladio,
ilk,
Yargılanan
Sokrates’in, Galilei’nin, Dreyfus’ün, Nesimi’nin, Mithat Paşa’nın mahkemeleri gibi..
Kimisi bağnaz dinci, kimisi ırkçı, kimisi siyasal nedenlerle suçlananların yaptıkları savunmalar, insanlık tarihinin belleğinde birer aydınlanma belgesi olarak yer almıştır.
İnsanlık tarihi boyunca unutulmayan büyük davalar vardır.
Kimisi bağnaz dinci, kimisi ırkçı, kimisi siyasal nedenlerle suçlananların yaptıkları savunmalar, insanlık tarihinin belleğinde birer aydınlanma belgesi olarak yer almıştır. Onları suçlayan savcılar ve onları mahkûm eden özel mahkemeler ise olumsuz yönleriyle ve kimi zaman lanetlenerek tarihe geçmiştir.
Bu büyük davaların birincisi, kuşkusuz M.Ö. 400 yıllarında Atina’da yaşamış olan ünlü filozof Sokrates’in davasıdır. Her türlü edinilmiş bilgiyi yadsıyan bir düşünceden yola çıkan Sokrates, kullandığı diyalektik metotla ve soru sorarak insanların gerçek bilgiye sahip olmadıklarını kanıtlıyordu. Nesnel düşünceye ulaşmayı sağlayan yolun insanın kendi aklı olduğunu savunuyordu.
Gelenekleri sarsmak, sitenin tanrılarından farklı tanrıları yüceltmek ve gençliği yoldan çıkarmak suçlamasıyla hakkında dava açıldı. Kurulan özel mahkemede yargılandı, ama düşüncelerinden ödün vermedi, sonunda ölüme mahkûm edildi. Baldıran zehrini içerken, başı dik olarak ölümü soğukkanlılıkla karşıladı.
Bugün Sokrates’i 2400 yıl önce mahkûm eden mahkeme olumsuz bir biçimde anılıyor ama, Sokrates aklın terazisinin öne çıkarılması bağlamında taçlandırılıyor. Onun için ünlü filozof Kant “aklın ideali”, Hegel ise “insanlık kahramanı” deyimlerini kullandılar.
Galileo’nun yargılanması
Kimisi bağnaz dinci, kimisi ırkçı, kimisi siyasal nedenlerle suçlananların yaptıkları savunmalar, insanlık tarihinin belleğinde birer aydınlanma belgesi olarak yer almıştır. Onları suçlayan savcılar ve onları mahkûm eden özel mahkemeler ise olumsuz yönleriyle ve kimi zaman lanetlenerek tarihe geçmiştir.
Bu büyük davaların birincisi, kuşkusuz M.Ö. 400 yıllarında Atina’da yaşamış olan ünlü filozof Sokrates’in davasıdır. Her türlü edinilmiş bilgiyi yadsıyan bir düşünceden yola çıkan Sokrates, kullandığı diyalektik metotla ve soru sorarak insanların gerçek bilgiye sahip olmadıklarını kanıtlıyordu. Nesnel düşünceye ulaşmayı sağlayan yolun insanın kendi aklı olduğunu savunuyordu.
Gelenekleri sarsmak, sitenin tanrılarından farklı tanrıları yüceltmek ve gençliği yoldan çıkarmak suçlamasıyla hakkında dava açıldı. Kurulan özel mahkemede yargılandı, ama düşüncelerinden ödün vermedi, sonunda ölüme mahkûm edildi. Baldıran zehrini içerken, başı dik olarak ölümü soğukkanlılıkla karşıladı.
Bugün Sokrates’i 2400 yıl önce mahkûm eden mahkeme olumsuz bir biçimde anılıyor ama, Sokrates aklın terazisinin öne çıkarılması bağlamında taçlandırılıyor. Onun için ünlü filozof Kant “aklın ideali”, Hegel ise “insanlık kahramanı” deyimlerini kullandılar.
Galileo’nun yargılanması
Devrim,siyasal,emperyalizm,demokrasi,faşizm
Dreyfus’ün,
Galilei’nin,
Mithat Paşa’nın,
Nesimi’nin,
Sokrates’in
19 Mart 2011 Cumartesi
33. yılında 16 Mart katliamı
Beyazıt'ta dersten çıkan öğrencilerin üzerine 33 yıl önce bomba atılmış, 7 üniversitelinin öldüğü olayda 41 öğrenci de yaralanmıştı...

"Beklerken büyük bir patlama duyarlar. Önce gök gürültüsü sanırlar. Ama acı haber Süleymaniye’ye de ulaşır. İstanbul Üniversitesi Eczacılık Fakültesi önünde öğrencilerin üzerine “bomba atılmış, hemen ardından da öğrenciler silahla taranmıştır”...
Beyazıt'ta dersten çıkan öğrencilerin üzerine 33 yıl önce bomba atılmış, 7 üniversitelinin öldüğü olayda 41 öğrenci de yaralanmıştı
"Beklerken büyük bir patlama duyarlar. Önce gök gürültüsü sanırlar. Ama acı haber Süleymaniye’ye de ulaşır. İstanbul Üniversitesi Eczacılık Fakültesi önünde öğrencilerin üzerine “bomba atılmış, hemen ardından da öğrenciler silahla taranmıştır”...
Yargılanan ilk Gladio eylemi
Beyazıt'ta dersten çıkan öğrencilerin üzerine 33 yıl önce bomba atılmış, 7 üniversitelinin öldüğü olayda 41 öğrenci de yaralanmıştı
17 Mart 2011 Perşembe
Mumcu ailesinin suç duyurusuna takipsizlik
Uğur Mumcu'nun eşi Güldal Mumcu ile çocukları Özgür ve Özge Mumcu'nun, ''Uğur Mumcu Suikastı'' konusunda yürütülen soruşturma ve kovuşturmada ihmali görülen yetkililer hakkında yaptığı suç duyurusunda, ''kovuşturmaya yer olmadığına'' karar verdi.
''Takipsizlik'' kararında, Mumcu ailesince Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı'na sunulan suç duyurusu dilekçesinde, ''Uğur Mumcu suikastı düzenleyicilerinden yargı karşısına çıkarılamayan, suçun asli failleri ve azmettiricileri ile yürütülen soruşturma ve kovuşturmada ihmali görülen yetkililerin cezalandırılması'' isteminde bulunulduğu anımsatıldı.
Mumcu'nun öldürülmesiyle ilgili Ankara DGM Cumhuriyet Başsavcılığınca 11 Temmuz 2000 tarihinde hazırlanan iddianame ile Ferhan Özmen ve Necdet Yüksel hakkında dava açıldığı, Ankara 2 Nolu DGM'nin bu kişileri mahkum ettiği anımsatılan kararda, mahkemece, suikast eyleminin Özmen ve Yüksel ile halen firarda bulunan Oğuz Demir tarafından gerçekleştirildiği, bu kişilerin de suikastın arkasında olduğu iddia edilen Tevhit-Selam Kudüs Ordusu örgütü üyesi oldukları saptamasında bulunulduğu hatırlatıldı.
Hala yakalanamayan Oğuz Demir hakkında açılan davanın da Ankara 11. Ağır Ceza Mahkemesi'nde devam ettiği belirtilen kararda, yargılama kapsamında, Demir hakkında yakalama kararı verildiği, İnterpol aracılığıyla da kırmızı bülten çıkartılarak aranmasına devam edildiği belirtildi.
Kararda, Tevhit-Selam Kudüs Ordusu örgütü üyesi olmak iddiasıyla Aydın Koral, Selahattin Eş, Ali Akbulut ve Ahmet Cansız hakkında yargılamanın da Ankara 11. Ağır Ceza Mahkemesi'nde sürdüğü ve bu kişiler hakkında yakalama kararı verildiği, ayrıca Aydın Koral hakkında İnterpol aracılığı ile kırmızı bülten çıkarıldığı anımsatıldı.
Mumcu'nun öldürülmesiyle ilgili Ankara DGM Cumhuriyet Başsavcılığınca 11 Temmuz 2000 tarihinde hazırlanan iddianame ile Ferhan Özmen ve Necdet Yüksel hakkında dava açıldığı, Ankara 2 Nolu DGM'nin bu kişileri mahkum ettiği anımsatılan kararda, mahkemece, suikast eyleminin Özmen ve Yüksel ile halen firarda bulunan Oğuz Demir tarafından gerçekleştirildiği, bu kişilerin de suikastın arkasında olduğu iddia edilen Tevhit-Selam Kudüs Ordusu örgütü üyesi oldukları saptamasında bulunulduğu hatırlatıldı.
Hala yakalanamayan Oğuz Demir hakkında açılan davanın da Ankara 11. Ağır Ceza Mahkemesi'nde devam ettiği belirtilen kararda, yargılama kapsamında, Demir hakkında yakalama kararı verildiği, İnterpol aracılığıyla da kırmızı bülten çıkartılarak aranmasına devam edildiği belirtildi.
Kararda, Tevhit-Selam Kudüs Ordusu örgütü üyesi olmak iddiasıyla Aydın Koral, Selahattin Eş, Ali Akbulut ve Ahmet Cansız hakkında yargılamanın da Ankara 11. Ağır Ceza Mahkemesi'nde sürdüğü ve bu kişiler hakkında yakalama kararı verildiği, ayrıca Aydın Koral hakkında İnterpol aracılığı ile kırmızı bülten çıkarıldığı anımsatıldı.
Devrim,siyasal,emperyalizm,demokrasi,faşizm
ailesinin,
duyurusuna,
mumcu,
suç,
takipsizlik
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)