"Sivil anayasa" terimi, Türkiye'de genellikle mevcut anayasanın yerine önerilen yeni bir anayasa için kullanılır ve bu terim, anayasanın hazırlanış sürecine ve ruhuna vurgu yapar. "Yeni bir anayasa yapalım" demek yerine "sivil anayasa" denmesinin temel nedenleri şunlardır:
- Sivil İnisiyatif Vurgusu: "Sivil anayasa" ifadesi, anayasanın askerî veya darbe dönemlerinde yapılan anayasalara (örneğin 1961 veya 1982 Anayasaları) karşı, halkın katılımıyla, demokratik ve sivil bir süreçle hazırlanmasını ifade eder. Türkiye'de 1982 Anayasası, 1980 darbesinden sonra askerî yönetim tarafından hazırlandığı için "sivil" kelimesi, toplumun geniş kesimlerinin sürece katıldığı, daha demokratik bir anayasa yapımını temsil eder.
- Darbe Anayasalarına Karşıtlık: Mevcut anayasaların (özellikle 1982 Anayasası) darbe rejimlerinin ürünü olması, bu anayasaların otoriter ve devlet merkezli yapısına eleştiri olarak "sivil anayasa" kavramı öne çıkar. Bu terim, devletin değil, bireylerin ve sivil toplumun ihtiyaçlarına odaklanan bir anayasa hedefini simgeler.
- Toplumsal Mutabakat ve Katılımcılık: "Sivil anayasa" ifadesi, anayasa yapım sürecinde siyasi partiler, sivil toplum kuruluşları, akademisyenler ve halkın geniş kesimlerinin katılımını vurgular. Bu, sadece "yeni bir anayasa" demenin ötesinde, sürecin kapsayıcı ve demokratik olmasını sağlama amacını taşır.
- Siyasi ve Sembolik Anlam: "Sivil anayasa" terimi, Türkiye'deki siyasi söylemde güçlü bir sembolik anlam taşır. Bu ifade, geçmişteki askerî vesayet rejimlerine karşı demokratik bir dönüşümün ve sivil iradenin üstünlüğünün sembolü olarak kullanılır.
Özetle, "sivil anayasa" demek, sadece yeni bir anayasa yapmaktan ziyade, bu anayasanın halkın katılımıyla, demokratik, özgürlükçü ve sivil bir anlayışla hazırlanmasını vurgulamak için tercih edilir. Bu terim, hem sürecin hem de içeriğin mevcut anayasalardan farklı olacağını ifade eder.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder