Uğur Mumcu

Uğur Mumcu
Bu toplum, bedeninden hiç eksilmeyen yaralarla yaşıyor…

Gözden kaçanı, görülmeyeni, yok sayılanı, değer verilmeyeni, fark edilmeyeni fark ettirmek için...




huzur etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
huzur etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

10 Temmuz 2011 Pazar

Herkesin 'huzuru' aradığı, 'huzur' dediği şey farklı.

Türkiye'nin bitmeyen arayışı

Herkesin 'huzuru' aradığı, 'huzur' dediği şey farklı. Türkiye'nin gündemi ise aşikâr; kavga, gürültü, feryat, figan... Tartışmasız, sataşmasız, gürültüsüz bir gün yok! Merkezi Avustralya'nın Sydney kentinde bulunan Ekonomi ve Barış Enstitüsü'nün, 'Küresel Barış Endeksi'nin 2011 yılı sonuçları da bunu doğruluyor. Türkiye, 153 ülke arasında 127. sırada. Üstelik Küresel Barış Endeksi, 2007 yılından beri yayımlanıyor ve Türkiye her yıl geriliyor.
Ali Deniz Uslu
Yaşam-Dergi - Huzur nerede? İslam’da mı, isyanda mı? Sağda mı solda mı? İçimizde mi, sevdiğimizde mi yoksa bir hayal mi? Pek çok mezar taşına “huzur içinde yatsın” denmesinin sebebi de belki bu dünyada huzurun olmaması! Kim bilir? Ama toprağın altındaki faili meçhullerin huzursuzlukla çürüyen bedenlerine ne demeli? Gerçekleri örtbas etmenin huzursuzluğunu vicdanlarına sığdıranlara peki, ya da “orantılı” şiddetin getirdiği acıların mirasına? Evet, huzursuzluk mirasımız ve büyüyor. Elbette herkesin “huzuru” aradığı, “huzur” dediği şey farklı. Gündemimiz ortada. Kavga, gürültü, feryat, figan... Tartışmasız, sataşmasız, kavgasız, gürültüsüz bir gün yok! Çok mu karamsar bu tablo? Değil, belki de biz alıştığını sevenlerdeniz. Yani huzursuzlukla besleniyoruz. Bununla

3 Kasım 2010 Çarşamba

Din Antidepresan Değildir!

Maneviyat, rahatlık alanına dahil değildir. Kalıcı huzura erişmek için geçici rahatsızlığı göze almak gerekir.
Dilek YARAŞ



Çağımızın yükselen değeri din, yozlaşmadan, sevgisizlikten, umutsuzluktan ve tabii ki mutsuzluktan bir kaçış yöntemi olarak yutulacak bir draje değildir. Ağır gelir bünyeye. Yan etkilerinin telafisi ise imkansızdır demeyelim ama, çok zordur.
Bir bakın çevrenize, ya da çevreyi de boşverip kendinize dönün ve her türlü önyargıyı bir kenara bırakarak sıkı bir sorgulamaya girişin …
Neden dindarsınız?
Çocukluğunuzdan beri öyle yetiştirildiğiniz için mi? Yoksa dünyanın kötülüklerine karşı çaresiz kaldığınız için mi? Ya da sizi müthiş bir yozlaşmanın içinde tutsak eden dış dünyadan kaçmak için mi?
Ya Allah sevgisi derken gerçekte neyi kastediyorsunuz?