Uğur Mumcu

Uğur Mumcu
Bu toplum, bedeninden hiç eksilmeyen yaralarla yaşıyor…

Gözden kaçanı, görülmeyeni, yok sayılanı, değer verilmeyeni, fark edilmeyeni fark ettirmek için...




6 Mayıs 2025 Salı

Deniz Gezmiş Kimdi ve Ne Yapıyordu?

Deniz Gezmiş, Türkiye’nin 1960’lar ve 70’lerindeki siyasi tarihinin en tartışmalı figürlerinden biridir. Kimileri onu devrimci bir kahraman, kimileri ise terörist ya da suçlu olarak görür. Bu farklı algılar, dönemin siyasi kutuplaşmasından, ideolojik çatışmalarından ve propaganda savaşlarından kaynaklanıyor.



Deniz Gezmiş Kimdi ve Ne Yapıyordu?
Deniz Gezmiş (1947-1972), 1960’larda Türkiye’de sosyalist hareketin öncülerinden biriydi. İstanbul

5 Mayıs 2025 Pazartesi

Çıkar Çatışması: Yanlış Anlaşılan Bir Kavram ve Toplumsal Sonuçları

Çıkar çatışması, bir kişi veya kurumun kendi çıkarlarıyla, üstlendiği görevin tarafsızlığını ve doğruluğunu zedeleyebilecek bir durumda bulunmasıdır. Türkiye’de bu kavram genellikle yeterince bilinmez ya da yanlış anlaşılır. Çoğu zaman, çıkar çatışması denince akla yalnızca açıkça rüşvet almak, hediye kabul etmek gibi bariz durumlar gelir. Oysa bu, çok daha geniş bir kapsama sahiptir ve günlük hayatta ciddi sonuçlar doğurur.




Örneğin, bir kamu ihalesinde şartnameyi yazanla ihaleyi alanın aynı olması, ihale komisyonunun taraflarla herhangi bir maddi veya kişisel bağ içinde

3 Mayıs 2025 Cumartesi

Zıtlıkların Sustuğu An: Sırrı Süreyya Önder

Seda  PEKGÖZ

Sırrı Süreyya Önder’in vefatı, Türkiye’de derin bir üzüntü yarattı; ama bu üzüntü, sadece kaybın acısıyla sınırlı kalmadı, aynı zamanda beklenmedik bir ortaklık hissi doğurdu. Fikirleriyle, duruşuyla, bazen keskin çizgiler çeken, şahsına münhasır bir isimdi. Siyasetin renkli figürlerinden biri olarak, hem sevildi hem tartışıldı.. Zıtlıklar, düşmanlıklar bir an için sustu. Onun ölümü, kalplerde garip bir birleşmeye vesile oldu.


Sırrı Süreyya, kimine göre yoldaş, kimine göre karşıt, ama herkese göre sahiciydi. Hastalığında dua edenler, ölümünden üzüntü duyanlar, bu sahiciliğe dokundu. 

2 Mayıs 2025 Cuma

Kültürü Yeniden Anlamak: Çeşitliliğe Saygı ve Eleştirilere Yanıt

Kültür, insan topluluklarının yaşam biçimlerini, yani dünyayı algılama, anlamlandırma ve işleri yapma tarzlarını ifade eden zengin ve çok katmanlı bir kavramdır. Günümüzde, küresel etkileşimler, dijital platformlar ve göç hareketleriyle kültür, sürekli evrilen, öğrenilen ve bir nesilden diğerine aktarılan dinamik bir süreç olarak karşımıza çıkar. Kültür, genetik mirastan bağımsız olarak, insanların yazılarında, sanatında, müziklerinde, yemeklerinde, giysilerinde, inançlarında ve günlük pratiklerinde kendini gösterir. Ancak bu çeşitlilik, bazen farklı kültürleri eleştirme veya aşağılama gibi yanlış yaklaşımlara da yol açabilir. Bu metin, kültürü günümüz bağlamında ele alırken, bu tür eleştirilere de yanıt sunmayı amaçlıyor.

Farklılıklar


Kültürün Çok Yönlü Doğası
Kültür, yalnızca “yüksek sanat” veya elit zevklerle sınırlı değildir; aynı zamanda bir toplumun paylaştığı değerler, tutumlar, ahlaki normlar, gelenekler ve hedeflerdir. En geniş anlamıyla, kültür, insanlığın biyolojik kalıtımdan bağımsız olarak ürettiği tüm fenomenleri kapsar. Antropoloji, kültürü

Sosyal İnşacılık: Günümüz Perspektifinden Yorum

Sosyal inşacılık, bireylerin yalnızca mevcut dünyaya uyum sağlamakla yetinmeyip, bu dünyayı sürekli ve aktif bir şekilde şekillendirdiğini savunan bir düşünce yaklaşımıdır. Günümüzde bu teori, özellikle dijitalleşme, sosyal medya ve küresel kültürel etkileşimlerin ışığında yeniden anlam kazanıyor. Sosyal inşacı bakış açısına göre, gerçeklik olarak kabul ettiğimiz pek çok şey –örneğin toplumsal normlar, kimlikler ya da doğrular– nesnel birer gerçeklikten ziyade, toplumsal süreçler ve etkileşimler yoluyla inşa edilir. Bu nedenle, toplumların dönüşmesiyle bu gerçeklikler de değişime uğrar.




Sosyal inşacılığın temel savı, bilgimizin ve teorilerimizin, doğanın ya da olayların doğrudan bir yansıması olmadığı, aksine bu olaylar ve doğa üzerine kurduğumuz kurguların bir ürünü olduğudur.

1 Mayıs 2025 Perşembe

“O da Yaptı” Savunması

“O da Yaptı” Savunması: Yanlışı Örtmenin Kısır Döngüsü



İnsan, doğası gereği hata yapar. Ancak hatayı kabullenmek, öz eleştiri yapmak ve düzeltmeye yönelmek, bireyin ve toplumun olgunlaşmasının temel taşlarından biridir. Ne var ki, günümüzde bir yanlış işaret edildiğinde ya da biri uyarıldığında sıkça duyulan bir savunma var: “O da yaptı, bu da

Geçmişle Yüzleşmek, Geleceği Kurmak

Geçmiş, bir toplumun ya da bireyin kimliğini şekillendiren bir aynadır. Onunla yüzleşmeden, yani yaşananları dürüstçe anlamadan ve değerlendirmeden, sağlam bir gelecek inşa etmek mümkün değildir. Geçmişle yüzleşmek, sadece hataları görmek değil, aynı zamanda başarıları, deneyimleri ve dersleri de kucaklamaktır. Bu süreç, hem bireylerin hem de toplumların kendilerini yeniden inşa etmeleri için bir temel oluşturur.


Her insan ve her toplum, tarihinde gurur duyulacak anılar kadar, utanç verici ya da acı dolu dönemler de taşır. Örneğin, bir toplumun geçmişinde yaşanan çatışmalar, haksızlıklar ya da yanlış politikalar, eğer görmezden gelinirse, aynı hataların tekrarlanmasına zemin hazırlar. Tarihe bakıp “Bu neden oldu?” ya da “Bundan ne öğrenebiliriz?” sorularını sormak, geleceği daha bilinçli bir şekilde