Günümüzde "Z Kuşağı" diye bir şey varmış gibi davranılıyor. Sanki birileri bir gün oturmuş, bir grup insanı işaretlemiş, onlara bir isim vermiş ve sonra bu ismin içini doldurmaya başlamış: "Dijital yerliler, asi ruhlar, tüketim toplumunun eleştirmenleri ama bir o kadar da bağımlıları." Bu süreç o kadar doğal bir akış gibi sunuluyor ki, kimse durup sormuyor: Bu masal kimin kaleminden çıktı? Ve neden hepimiz bu masala uymak zorundaymışız gibi hissediyoruz?
Her şey bir isimle başlıyor. "Baby Boomers" dediler, savaş sonrası toparlanmanın çocuklarına. "X Kuşağı" dediler, belirsizliğin ve değişimin gölgesinde büyüyenlere. "Milenyum" geldi, yeni yüzyılın umutlarıyla doğanları etiketledi. Şimdi de sıra Z’de. 1990’ların sonu ile 2010’ların başı arasında doğanlar, bir anda "Z Kuşağı" oldu. Ama bu