Uğur Mumcu

Uğur Mumcu
Bu toplum, bedeninden hiç eksilmeyen yaralarla yaşıyor…

Gözden kaçanı, görülmeyeni, yok sayılanı, değer verilmeyeni, fark edilmeyeni fark ettirmek için...




7 Ekim 2011 Cuma

Pornografi Şiddet ve Kapitalizm 2

İnternet sayesinde erişimi kolaylaşan, yaygınlaşan ve eskisine göre çok daha fazla şiddet içeren pornografi, kadına yönelik şiddetin üzerinde yükseldiği toplumsal cinsiyet rollerini güçlendirerek kadınları erkek şiddetine açık hale getiriyor.

Bugün piyasada yaygın olarak bulunan pornografinin en temel özelliği, hemen hemen her yaştan, her ırktan, her meslek grubundan kadının, pornografi tüketicisi erkeğin beğenisine sunuluyor olması. Örneğin ortalama bir pornografi sitesine baktığımızda, düzenli pornografi tüketenlerin bir süre sonra aşina olacağı standart kadın sınıflandırmaları görüyoruz. Bu sınıflandırmalar, pornografide yer alan kadınların fiziksel özellikleri, yaşları, etnik/ırksal/ulusal aidiyetleri, meslekleri, medeni durumları/sosyal konumları ve sosyal statüleri üzerinden yapılıyor.

Kadınlar pornografide göğüs ya da kalça büyüklükleri, kiloları, saç ya da göz özellikleri ve yaşları gibi fiziksel özellikleri üzerinden sınıflandırılıyor. Birçok defa kadınlar sadece beden parçalarına indirgenmiş hallerde temsil ediliyor - örneğin bir resim sadece bir vajina, kalça ya da meme görüntüsünden ibaret olabiliyor.
Kadınların sosyal ve medeni özellikleri de, pornografide yer alan sınıflandırmaların kriterleri arasında. "Evli", "eş", "hamile", "eski kız arkadaş", "büyükanne", "anneanne", "anne" gibi kategorilerin yanı sıra, "bakire", "ilk defa" gibi kategoriler de mevcut. Her bir kategori belli bir cinsel tema ya da senaryoyla özdeşleştiriliyor.
"Bakire" kategorisinde yer alan görüntüler, "bakire cenneti", "gencecik sü..kler sizi bekliyor", "tatlı ergen kızlar gözlerinizin önünde bekaretini kaybediyor", "gerçek bekaret bozma görüntüleri" gibi tanıtım yazıları eşliğinde sunuluyor.
Kadınlar, pornografide etnik, ırksal ve ulusal aidiyetleri üzerinden de sınıflandırılıyor. Bu alandaki kategorilerin en bilinenleri: "siyahi", "Afrikalı", "Asyalı", "Latin", "Brezilyalı", "Japon", ve "Rus" başlıklı kategoriler.
Her bir kategoride yer alan kadınlar belli cinsel senaryolarla özdeşleştiriliyor ve yaygın olarak bu senaryolarla temsil ediliyor. Örneğin Asyalı ve Japon kadınlar, cinsel şiddet ve bu şiddete itaat ya da zorunlu boyun eğme içeren senaryolarda kullanılıyor. Öte yandan, Afrikalı, siyahi ve Latin kadınlar cinsel yönden doyumsuz kadınlar olarak temsil ediliyor.
Bu senaryoların ne kadar oryantalist ve ırkçı olduğu dikkatinizi çekmiştir. Bu, bize pornografinin ağırlıklı olarak beyaz, Batılı, orta sınıf erkek göz önünde bulundurularak üretildiğini gösteriyor. Öte yandan, bu materyallerin Batı-dışı kültürlerin mensupları erkekler tarafından da yaygın olarak tüketildiğini düşündüğümüzde, bu erkeklerin, pornografi aracılığıyla aynı etnisite veya ırkı paylaştıkları kadınları Batılı erkeğin gözüyle seyrederek ötekileştirmesi tehlikesini de görebiliyoruz.
Kadınların yaşları, ruhsal ya da maddi durumları nedeniyle dezavantajlı olduğu konumlar da pornografide erotizm unsuru olarak kullanılıyor. "Masum kız", "aptal kız", "sarhoş", "fakir kız" gibi kategorilerde, sergilenen kadınların yaşanan cinselliğe "aptal", sarhoş ya da paraya ihtiyaç duydukları için katlandıkları izlenimi veriliyor. Yani kadınların aşağılanması ve bunun erotize edilmesi pornografide sıkça yer verilen bir unsur.
Kadınlar, pornografide meslekleri üzerinden de sınıflandırılıyor. Popüler meslek grupları arasında, ev kadını, hemşire, sekreter ve öğretmen gibi meslekler var. Pornografide liseli kız çocuklarını içeren cinsel senaryolara da sıkça yer veriliyor.
"Liseli kız" ya da "öğretmen" kategorilerinde sıkça yer alan temalardan biri, kız öğrencinin notlarını yükseltmek için öğretmeniyle cinsel ilişki yaşamak zorunda kalışı.
Yetişkin pornosunda özendirilen çocuk pornosu
Geçtiğimiz günlerde çocuk pornografisi içeren materyaller bulundurduğu için yakalanan bir adamla ilgili bir haberi izlemiştim. Adam polis arabasında. Muhabir soruyor işte "pişman mısınız, utanmıyor musunuz çocuk pornosu indirmişsiniz, izliyorsunuz falan" diye. Adam şöyle cevap veriyor: "yok ya çocuk değil onlar, 13-14 yaşında".
Bunu ergenliğe girmişler anlamında söylüyor. Hakikaten birçok toplumda çocukluktan çıkma yasal yaşı olan 18, bu anlamda geçerli sayılmıyor. Ancak bu olay, çocuk pornosuyla yetişkin pornosu arasında yapılan ayrımdaki bir ironiyi düşündürttü bana yeniden. O da şu: biz pornografiyi ikiye ayırıyoruz, çocuk ve yetişkin pornosu diye.
İçinde çocukların - yani 0-18 yaş arası kişilerin - yer aldığı pornografi yasaklı. Öte yandan, içinde yetişkinlerin yer aldığı pornografide, yetişkin erkeklerle kız çocuklarının cinsel ilişkisi sıkça rastlanan temalardan biri. Yetişkin pornografisinde "okul kızı", "kolej", "liseli", "liseli kız", "küçük kız", "ergen", "yeniyetme", "ponpon kız", "öğrenci", "bebek bakıcısı", "lolita" gibi başlıklar altında yer verilen bir sürü cinsel senaryo var. Bunlarda yasal zorunluluk nedeniyle 18 yaş üstü kadınlar kullanılırken, bu kadınlar kız çocuğu görüntüsüne sahip olanlar arasında seçiliyor ve 18 yaş altı izlenimi veren kıyafetlerle görüntüleniyor. Bir başka deyişle, bu tip pornografik materyallerde yer alan kadınlar yasal olarak 18 yaş üstü oldukları için bu görüntüler teknik olarak çocuk pornografisi sayılmasa da, alenen çocuklarla cinsel ilişkiyi çağrıştırıcı ve olumlayıcı mesajlar içeriyor.
Bu nedenle çocuk pornografisinin yaygınlığı karşısında hayrete, dehşete düşmek yersiz, çünkü pornografi endüstrisi için ergen kızlar, 18'inde genç kadınlar, masumiyet, bekaret, tüm bunlar erotik kabul edilen ve sıkça yer verilen unsurlar.
Yine geçerken vurgulayalım, çocuk pornografisi tüketen erkeklerin hepsi de ergenliğe girmemiş çocuklarla seks yapmak isteyen ve halk arasında "sapık" tabir edilen adamlar değil. Pornografi sitelerinde "teen" yani "ergen" veya "barely legal" - "henüz 18'ini doldurmuş" diye çevirebiliriz bunu - olarak tanıtılan kadınların görüntülerini arayıp bulan, bu kadınları izleyerek boşalan ve onlarla yatmanın hayalini kuran ve bunu gerçek hayatta da gerçekleştirmenin yollarını arayan yığınla "normal" erkek var.
Pornografide şiddet erotize ediliyor
Şimdi yeniden pornografideki kadın temsillerine dönersek -özetle pornografide her kadın, hangi yaştan, ırktan ve meslekten olursa olsun sınıflandırılıyor, etiketleniyor ve pornografide sunulan cinselliğin nesnesi haline getirilerek izleyici erkeğe sunuluyor. Yani pornografide kadınlar doğal varlıklarıyla, çeşitlilikleriyle, tarihleri, kişilikleri, kimlikleri olan özneler olarak bulunmuyor; her durumda, her an ve her erkek için cinsel arzu nesnesi olarak sunuluyor. Düzenli olarak pornografi tüketen erkekleri düşünün. Bu erkeklerin gerçek hayatta kadınları öznellikleri, insani özellikleri ve farklılıklarıyla görmesi ve kabullenmesi hayli güç.
Şimdi piyasada yaygın olarak bulunan pornografide yer verilen cinsellik kurgusuna bir bakalım. Bir defa, pornografide sunulan cinsellik, neredeyse hiçbir zaman kadın ile erkek arasında karşılıklılığa ve eşitliğe dayalı bir cinsellik değil. Rızaya dayalı izlenimi veren bir cinsel ilişki görüntüsü dahi "si...me, becerme, geçirme" gibi sözcüklerle anılıyor. Yani kadınların cinsellikteki rolü pasif ve itaat eden nesne rolüyle sınırlandırılıyor.
Yine kadınlar bu kurgularda en hafif ifadeyle "bebek" sıklıkla da "ka...k", "sü...k", "budala fa...e", "a...k" gibi sıfatlarla anılıyor. Cinsellik, pornografide erkeğin kadın bedenini ele geçirmesi, fethetmesi, kendi arzuları doğrultusunda kadın bedenine egemen olmasından ibaret.
Pornografide sıkça yer alan cinsel birleşme kategorilerine bakalım: "çift kol", "çift si...ş", "çift vajinal", "ağız si...e", "arkaya kol sokma", "dörtlü parmaklama", "döl yalatma", "kol sokma" gibi başlıklar var. Bu başlıklarla tanımlanan cinsel eylemler, karşılıklılığı ve kadınla erkeğin tüm bedenleriyle yaşadıkları bir cinsel yakınlığı ifade etmiyor. Aksine, erkeğin kadının bedeninin bir bölümü üzerinde tek taraflı olarak uyguladığı bir eylemi ifade ediyor. Bu kategorilerde yer alan görüntü ve yazılarda, diyelim kadın bu eylemlere rıza göstermiş. Öyle bile olsa bu sayılan cinsel eylemler sırasında kadının çektiği acı ve yaşadığı zorlanma dahi erotik unsurlar olarak sunuluyor - ki bu saydıklarımız gerçekten fiziksel olarak acı veren cinsel eylemler. Mesela pornografide "acı", "ağlama" başlıklı kategoriler var. Burada cinsel ilişki sırasında acı çeken ya da ağlayan kadınların görüntüleri yer alıyor.
"Bağlama", "bandajlama", "cezalandırma", "işkence", "kalça şaklatma", "popoya işkence", "tokatlama", "zincirlenmiş", "boğulan" başlıklarını sıklıkla görüyoruz pornografide. Buralarda da, kadınların iple bağlandıkları, tavana asıldıkları, dövüldükleri ve çeşitli şekillerde işkenceye maruz kaldıkları görüntüler var. Bunlar da pornografik materyallerde erotik bir bağlamda sunulan şiddet görüntüleri arasında.
Öte yandan, açıkça kadının rızası dışında gerçekleştiği ifade edilen cinsel eylemler, yani tecavüz ve taciz görüntüleri ve yazıları da, pornografinin önemli bir parçasını oluşturuyor. Bunların önemli bir kısmı temsili görüntüler. Örneğin bir ara Irak'ta ABD askerlerinin tecavüzüne uğrayan kadınların görüntüleri diye bazı fotoğraflar dolaşıyordu internette. Tam da Ebu Garib işkence skandalının patlak verdiği dönemde. Ben onları bu olaydan çok daha önce "savaşta tecavüz" konulu İngilizce bir pornografi sitesinde görmüştüm. Bu sitede bu ve benzeri "savaşta tecavüz" temalı pornografik görüntüler vardı. Site, Ebu Garip skandalından sonra kapatıldı. Görüntülerin de gerçek olmadığı ortaya çıktı. Ama çeşitli bağlamlarda - örneğin okulda, hapishanede, karakolda, hastanede, gerdek gecesinde vb. - tecavüzün işlendiği bol miktarda temsili görüntü var internet pornografisinde.
Öte yandan, bazı internet sitelerinden, gizli çekim tecavüz ve taciz görüntülerine ulaşmak da mümkün. Son dönemdeki internet denetimleriyle birlikte bu görüntülerin birçoğu kaldırıldı.
İnternet üzerinden yaygın olarak ulaşılan gerçek ya da temsili bu tip görüntülerde cinsel şiddetin erotize edilmesinde şöyle bir problem var:
Böyle bir resmediş, bir defa cinsel saldırının her şeyden önce bir hak ihlali ve suç olduğunu gözden siliyor. Cinsel şiddet mağduru kadınlar için cinsel saldırının erotik değil, travma yaratan bir deneyim olduğu gerçeğini ortadan kaldırıyor. Düzenli olarak cinsel saldırı pornografisi tüketen kişilerde, cinsel saldırıyı, rıza içeren cinsellikten ayırmakta güçlük çekme ve cinsel saldırı mağduru kadınlara yönelik empati geliştirme eksikliği gibi tutum ve davranışlar gelişebileceğine ilişkin kimi araştırmalar mevcut. Örneğin Amerika Birleşik Devletleri'nde bir araştırmaya göre, yasal olarak tecavüz olarak tanımlanan cinsel davranışları gösteren üniversiteli erkekler, göstermeyenlere göre daha çok Playboy, Penthouse ve Hustler benzeri dergileri okuyor, izliyor.
Başta sorduğumuz sorulara dönersek - birincisi pornografide kadına yönelik şiddet ne ölçüde yer alıyor? Hayli sık yer alıyor arkadaşlar. Hatta bazı araştırmacılara göre, bu oran gittikçe artıyor. Yani bugünkü pornografi 30 yıl önceki pornografiye göre gittikçe daha çok şiddet ve aşağılama içeriyor kadınlar açısından.
Bunlar "gerçekten" kadına yönelik şiddet mi peki? Yani pornografi neticede kurgu, değil mi? Aslında değil. Çünkü örneğin popüler filmlerdeki şiddet görüntülerinde özel efektler, film hileleri falan yapılıyor. Ama porno bir filmde kurguda kadının kalçalarının tokatlanarak kızarması gerekiyorsa gerçekten bu yapılıyor. Ya da "fisting" kategorisinde gerçekten bir erkek bir kadının vajinasına kolunu sokuyor. Yani bu kadınlar çekim sırasında gerçekten bedensel acı çekiyor ve zarar görüyor - ki bu Birleşmiş Milletler bildirgesinde kadına yönelik şiddetin tanımlayıcı özelliklerinden biri.
Kaldı ki görüntülerin temsili olduğu durumlarda bile - örneğin bir tecavüz ya da işkenceyle seks kurgusunda - şiddet erotize edilerek verildiği için izleyici erkeği kadına yönelik şiddete duyarsızlaştırma, şiddet karşısında hissizleştirme ihtimali hayli yüksek. Yani ikinci sorumuza geldik.
Pornografi içerdiği temsiller ve kurgularla gerçek hayatta kadına yönelik şiddeti ne yönde etkiliyor? Şiddeti cinselliğin doğal bir parçası, kadınları da bu şiddete rıza gösteren ve bundan zevk alan varlıklar olarak gösterdiği için bu etkinin pek olumlu olduğu söylenemez. Şiddet içerikli pornografiyi bir tarafa bırakalım. Tüm pornografik materyallerde, kadınların sadece meme kalça vajinadan ibaret, sözleri, tarihleri, kimlikleri, kişisel sınırları, mahremiyetleri olmayan her an her türlü sekse hazır ve sekste erkeğe itaat eden, onun zevklerine ve isteklerine sürekli uyum gösteren varlıklar olarak temsili, toplumda varolan "egemen aktif erkek/pasif itaat eden nesne kadın" kalıplarını yeniden üretiyor ve güçlendiriyor.
Bir başka deyişle, pornografi, kadına yönelik şiddetin üzerinde yükseldiği toplumsal cinsiyet rollerini güçlendirerek kadınları erkek şiddetine açık hale getiriyor.(AS/EÜ)
* Sürecek
* Bu yazı, 27 Şubat - 1 Mart 2007 tarihleri arasında Ankara'da düzenlenen ODTÜ Sosyoloji Günleri'nde feminist aktivist Ayşe Sargın 'ın "Pornografi ve Kadına Yönelik Şiddet" başlıklı sunumunun ilk bölümüdür.

Siyasi Forum Siyasi-Politik Haber - Makale - Yazılar

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder