Uğur Mumcu

Uğur Mumcu
Bu toplum, bedeninden hiç eksilmeyen yaralarla yaşıyor…

Gözden kaçanı, görülmeyeni, yok sayılanı, değer verilmeyeni, fark edilmeyeni fark ettirmek için...




6 Temmuz 2025 Pazar

İslam ve Hristiyan Dünyasının Bilim ve Sosyal Bilimlere Katkıları

İslam dünyası, özellikle 8.-13. yüzyıllar arasındaki Altın Çağ'da bilim ve sosyal bilimlere önemli katkılar sağlamıştır. Hristiyan dünyasıyla karşılaştırıldığında, bu katkıların niteliği ve etkisi dönemsel olarak değişiklik göstermiştir. Aşağıda, her iki medeniyetin bilim ve sosyal bilimlere katkılarını ve karşılaştırmasını özetliyorum:İslam Dünyasının Bilim ve Sosyal Bilimlere Katkıları
  1. Matematik:
    • El-Harezmi'nin cebir (algebra) üzerine çalışmaları, modern matematiğin temelini attı. "Algoritm" terimi onun adından türemiştir.
    • Sayılar sisteminde sıfırın kullanımı ve ondalık sistemin geliştirilmesi İslam matematikçileri tarafından yaygınlaştırıldı.
    • Ömer Hayyam gibi bilginler, geometri ve denklemler üzerine önemli eserler bıraktı.
  2. Astronomi:
    • İslam bilginleri, yıldızların hareketlerini gözlemlemek için rasathaneler kurdu (örneğin, Bağdat ve Semerkant rasathaneleri).

4 Temmuz 2025 Cuma

Türkiye Cumhuriyeti Anayasası'nın 169. maddesi, ormanların korunması

Türkiye Cumhuriyeti Anayasası'nın 169. maddesi, ormanların korunması ve geliştirilmesiyle ilgili temel düzenlemeleri içerir. Bu madde, 1982 Anayasası'nda yer almış ve ormanların kamu yararı için korunmasını, yangın sonrası alanların yeniden ağaçlandırılmasını ve bu alanların başka amaçlarla kullanılmamasını garanti altına almıştır. Anayasa Madde 169 - İçerikMadde 169 (1982 Anayasası'nda orijinal hali):
"Devlet, ormanların korunması ve sahalarının genişletilmesi için gerekli kanunları koyar ve tedbirleri alır. Yanan ormanların yerinde yeni orman yetiştirilir, bu yerlerde başka çeşit tarım ve hayvancılık yapılamaz. Bütün ormanların gözetimi devlete aittir.
Devlet ormanlarının mülkiyeti devrolunamaz. Devlet ormanları kanuna göre, devletçe yönetilir ve işletilir. Bu ormanlar zamanaşımı ile mülk edinilemez ve kamu yararı dışında irtifak hakkına konu olamaz."
Bu madde, şu temel düzenlemeleri içerir:
  1. Ormanların Korunması ve Genişletilmesi: Devlet, orman alanlarını korumak ve artırmak için yasal düzenlemeler yapmak ve önlemler

Adalet ve Yasa


Adalet, insan varoluşunun temelinde yatan ve her türlü ilişki ağında kendini hissettiren bir sorudur. İnsanlar bir arada yaşadıkça, kararlar ve eylemler bu ağın dokusunu oluşturur. Adalet, bu dokuda her bir varlığın değerinin korunması, dengeli ve hakkaniyetli bir yaşamın mümkün olması demektir. İyi bir yaşam, yalnızca bu dengeyle var olabilir.


Toplumlar ve fikirler birbirini karşılıklı olarak dönüştürür. Adalet de bu dönüşümün bir parçasıdır; tarih boyunca farklı anlamlar kazanarak yeniden şekillenir. Bu değişimleri izlemek, adaletin nasıl anlaşılabileceğini ve yasalarda nasıl vücut bulabileceğini anlamak için zengin bir düşünce zemini sunar. Bu zemin, adil bir dünya inşa etmek için gerekli temelleri ararken,

24 Haziran 2025 Salı

Sessizlik, Katliamları Örtemez, Unutturamaz: Adalet ve Empati İçin Bir Çağrı

Bugün, 24 Haziran 2025, dünya bir kez daha çatışma bölgelerinden gelen haberlerle sarsılıyor. İsrail ve İran arasındaki tırmanan gerilim, Gazze'deki insani kriz ve diğer birçok çatışma alanı, insanlığın ortak değerlerini sorgulamamıza neden oluyor. Bu makalede, sessizliğin katliamları örtemeyeceğini ve unutturamayacağını vurgulayarak, adalet ve empatiyi her zaman ve her yerde savunmanın önemini ele alacağız. Ayrıca, uluslararası toplumun çatışma bölgelerindeki çifte standartları sorgulaması ve her kayba eşit derecede hassasiyet göstermesi gerektiğini tartışacağız.
Sessizliğin Gücü ve Sınırları
Sessizlik, bazen bir koruma mekanizması olarak algılanabilir. Ancak, çatışma bölgelerinde sessizlik, genellikle görmezden gelinen acıları ve kayıpları gizler. Gazze'de 60.000 masumun toprağa gömülmesi, İsrail'deki 30 sivilin kaybına gösterilen küresel empatiyle karşılaştırıldığında, bu sessizliğin ne kadar derin olduğunu görüyoruz. Medya, uluslararası toplum ve bireyler, bazen belirli kayıplara daha fazla dikkat çekerken, diğerlerini göz ardı edebiliyor. Bu durum, çatışmaların insani boyutlarını anlamakta ve adalet arayışında ciddi bir engel teşkil ediyor.




Sessizlik, katliamları örtemez, çünkü acılar bir şekilde gün yüzüne çıkar. Ancak,

1 Haziran 2025 Pazar

Sivil Anayasa Neden Önemli ve Gerekli?

Sivil Anayasa Neden Önemli ve Gerekli?
  1. Darbe Anayasalarından Kurtulma İhtiyacı:
    • Türkiye’nin mevcut anayasası (1982 Anayasası), 1980 askeri darbesinin ürünüdür ve askerî yönetim tarafından hazırlanmıştır. Bu anayasa, devlet merkezli, birey hak ve özgürlüklerini sınırlayan ve askerî vesayeti güçlendiren bir yapıda olduğu için sıkça eleştirilir. Sivil anayasa, bu darbe mirasından kurtulmayı ve demokratik bir anayasa

Niye 'Yeni bir anayasa yapalım' yerine 'sivil anayasa' diyorlar?

"Sivil anayasa" terimi, Türkiye'de genellikle mevcut anayasanın yerine önerilen yeni bir anayasa için kullanılır ve bu terim, anayasanın hazırlanış sürecine ve ruhuna vurgu yapar. "Yeni bir anayasa yapalım" demek yerine "sivil anayasa" denmesinin temel nedenleri şunlardır:

  1. Sivil İnisiyatif Vurgusu: "Sivil anayasa" ifadesi, anayasanın askerî veya darbe dönemlerinde yapılan anayasalara (örneğin 1961 veya 1982 Anayasaları) karşı, halkın katılımıyla, demokratik ve sivil bir süreçle hazırlanmasını ifade eder. Türkiye'de 1982 Anayasası, 1980

31 Mayıs 2025 Cumartesi

Yolsuzluk: Bir Skandal Değil, Planlı Bir Suç Ağı

Seda  PEKGÖZ

Son günlerde kamuoyunu meşgul eden yolsuzluk iddiaları, sadece birer “ihale skandalı” ya da “görevini kötüye kullanma” meselesi değil. Bu, çok daha derin, baştan planlanmış ve organize bir suç ağının parçası. Belediyeler, özellikle İstanbul gibi stratejik şehirler, bazıları için sadece halka hizmet etme makamı değil, adeta “sınırsız bir zenginlik membağı” olarak görülüyor. Bu bakış açısı, yolsuzlukların tesadüfi olmadığını, aksine belirli makamlara gelme niyetinin bile bu kaynakları sömürme amacı taşıdığını gösteriyor.

Bir Hırsızlık mı, Yoksa Eve Sızma Planı mı?

Yolsuzlukları anlamak için basit bir benzetme yapalım: Bir misafir, eve girip dolabın üstünde para görür ve dayanamayıp alır. Bu, fırsatçı bir hırsızlık. Ama ya o misafir, eve o parayı çalmak için planlı bir şekilde sızmışsa? İşte, bugün karşılaştığımız yolsuzluklar bu