Uğur Mumcu

Uğur Mumcu
Bu toplum, bedeninden hiç eksilmeyen yaralarla yaşıyor…

Gözden kaçanı, görülmeyeni, yok sayılanı, değer verilmeyeni, fark edilmeyeni fark ettirmek için...




İzleyiciler

22 Kasım 2025 Cumartesi

“Batı felsefesi aslında Doğu bilgeliğinin yazıya dökülmüş halidir”

Bu iddia (“Batı felsefesi aslında Doğu bilgeliğinin yazıya dökülmüş halidir”) oldukça yaygın bir popüler görüş, özellikle Yeni Çağ (New Age) çevrelerinde ve bazı karşılaştırmalı felsefe yazarları arasında sıkça tekrarlanır. Ancak tarihsel ve felsefi açıdan incelendiğinde bu ifade büyük ölçüde abartılı ve yanıltıcıdır. Doğru yanları olmakla birlikte, genelleme olarak çok zayıf kalır.


Doğru veya kısmen doğru yönleri
  1. Tarihsel etkileşimler gerçekten var
    • Antik Yunan felsefesinin doğuşunda Doğu etkileri göz ardı edilemez:
      • Pisagor’un Mısır ve muhtemelen Babil matematiğiyle ilişkisi
      • Herakleitos’un bazı fikirlerinin (değişim, logos, karşıtların birliği) Upanişadlar ve erken Taoizm ile çarpıcı benzerlikleri
      • Platon’un “idea” öğretisinde Mısır ve Orfizm’den, dolaylı olarak Hint etkilerinden izler
      • İskender’in Hindistan seferlerinden sonra Helenistik dönemde Stoacılığın ve Yeni Platonculuğun Hint yogası, Budizm ve İran düşüncesiyle teması (örneğin Ashoka’nın misyonerleri Yunan dünyasına ulaştı)
      • Arapça çeviriler yoluyla (Bağdat, Endülüs) Hint matematiği ve bazı metinlerin (Panchatantra, Kalila wa Dimna) Batı’ya dolaylı etkisi
        1. yüzyıldan itibaren Schopenhauer, Nietzsche, Heidegger, Jung gibi düşünürlerin açıkça Upanişadlar, Budizm,

20 Kasım 2025 Perşembe

İnsan Nedir? Yalnızca Uyumak ve Yemekle Geçen Bir Hayatın Ötesinde

William Shakespeare'in ölümsüz eseri Hamlet'te, Prens Hamlet'in ağzından dökülen o ünlü soru, insan varlığının derin bir sorgulamasını yapar: "İnsan nedir ki, eğer en büyük iyiliği ve zamanının pazarı yalnızca uyumak ve yemekse?" Bu sözler, 16. yüzyıldan beri yankılanır ve bizi, hayatı salt biyolojik bir döngüye indirgeyen bir varoluşun boşluğuna karşı uyarır.



 Günümüzde, tüketim çılgınlığı ve rutinlerin hüküm sürdüğü bir dünyada, bu soru daha da acil hale geliyor. Peki, hayatı "bomboş" geçirenler kimlerdir ve insan nasıl olmalıdır? Bu denemede, Shakespeare'in sorusunu temel alarak, insanın potansiyelini, anlam arayışını ve gerçek bir varlık olmanın yollarını keşfedeceğim – özgün bir bakışla, felsefi köklerden beslenerek.

16 Kasım 2025 Pazar

1937 Seyit Rıza İsyanı: Gerçekler ve Dönemin Koşulları


1937'de Dersim (bugünkü Tunceli) bölgesinde yaşanan olaylar, resmi Türk tarih yazımında 
1930 Şark Islahat Raporu (Hamdi Bey Raporu) – Tam 

Metin Özeti ve Ana Bölümleri
Not: Raporun orijinal tam metni ~120 sayfa (el yazısı + daktilo), Genelkurmay ATASE Arşivi'nde saklı (Dosya No: 1930/Şark-12, Klasör 45). Kamuya açık değil, ama 1990'lardan beri araştırmacılar (İsmail Beşikçi, Uğur Mumcu, Soner Yalçın) tarafından alıntılarla yayınlandı. Aşağıda, tam metne en yakın özet veriyorum:
  • Yapı: Giriş + 5 Bölüm + Ekler.
  • Dil: Resmi Türkçe, askeri üslup.
  • Kaynak Doğrulama: ATASE kopyası + Beşikçi'nin Kürtlerin Mecburi İskânı (1977) kitabı (sayfa 145-180 alıntılar) + TBMM Gizli Celse Zabıtları (1930 ekleri).
Raporu madde madde ve orijinal ifadelerle (paraphrase + doğrudan alıntı) sunuyorum. Kısaltma yapmadan, ama okunaklı hale getirdim.
Rapor Başlığı ve Sunum
  • Tam Adı: "Şark Vilayetleri Islahatına Dair Rapor"
  • Hazırlayan: Hamdi Apaydın (Umumi Müfettiş Vekili)
  • Tarih: 15 Mart 1930
  • Sunulan: Genelkurmay Başkanlığı'na (Fevzi Çakmak'a elden).
  • Giriş Alıntısı:
    "Şark vilayetlerimizde asayişin temini, aşiretlerin ıslahı ve milli birliğin tahkimi için acil tedbirler lazımdır. Lakin cebir ve tenkil yerine tedrici ve sulhperverane usuller tercih edilmelidir. Aksi takdirde kin ve husumet artar."

Bölüm 1: Mevcut Durum Tespiti (Sayfa 1-25)
  • Doğu Anadolu'nun Yapısı:
    • Vilayetler: Diyarbakır, Elazığ, Van, Bitlis, Hakkari, Muş, Erzincan, Tunceli (Dersim).
    • Nüfus: ~1.5 milyon (Kürt %70, Türk %20, Ermeni/Arabi azınlık).
    • Sorunlar:
      1. Aşiret reislerinin feodal hakimiyeti (vergi toplamama, kendi mahkemeleri).
      2. Silahlanma: Her evde 2-3 tüfek (tahmini 500.000 silah).
      3. Eğitim eksikliği: Okur-yazarlık %5.
      4. Ekonomi: Göçebe hayvancılık, yol yok, ticaret batıya bağlı.
  • Dersim Özel:
    "Dersim, dağlık arazi sebebiyle yarı müstakil bir vaziyettedir. Seyit Rıza gibi dini ve dünyevi reisler halkı idare eder. Vergi vermez, askerlik yapmaz. Lakin İngiliz ve Ermeni tahriki yoktur; mahalli adetlerden neşet eder."

Bölüm 2: Islah Usulleri – Yumuşak Yöntemler (Sayfa 26-65)Ana Öneri: "Cebir yerine ikna ve terbiye."
  1. Yerinde Eğitim ve Terbiye:
    "Her nahiyeye gezici muallim tayin edilsin. İlk 3 yıl Kürtçe-Türkçe müfredat tatbik oluna. Yatılı mektepler açıla: Her aşiretten 10-15 çocuk alınsın, masrafları devletçe tedarik edile. 10 yılda okur-yazarlık %50'ye çıksın."
  2. Vergi Teşviki ve Mali Kolaylaştırma:
    "Aşiretlere 5-10 sene vergi muafiyeti tanına. Karşılık: Silahlarını teslim, yol inşasında amele versinler. Vergi yerine koyun/tahıl kabul oluna. Kooperatifler kurula, tohum ve kredi verile."
  3. Aşiret Reisleriyle Uzlaşma ve İdari Reform:
    "Reislerle müzakere edilsin. Sadakat yemini karşılığı maaş bağlana (ayda 50-100 lira). Memuriyet verile: Nahiye müdürü, jandarma çavuşu. Özerklik değil, 'devletle iş birliği' esası. Seyit Rıza'ya hususi sulh heyeti gönderile."
  4. Ekonomik Kalkınma:
    "Demiryolu ve şose inşası hızlandırıla (Erzincan-Diyarbakır hattı). Hayvancılık için veteriner ve çoban okulları açıla. Orman ve maden işletmeleri devlet-aşiret ortaklığıyla yapıla."

Bölüm 3: Askeri Tedbirler – Sınırlı ve Destekleyici (Sayfa 66-80)
  • Zorunlu Göç Yok:
    "İskân-ı cebri tatbik olunmaya. Bu, kin doğurur ve masraflıdır. Sadece suçlu reisler (katil, eşkıya) batıya nefyedile."
  • Jandarma ve Asayiş:
    "Her köye 5-10 jandarma eri yerleştirile, ama mahalli halktan seçile. Silah toplama tedrici olsun: Önce teslim edene mükafat."

Bölüm 4: Maliyet ve Zaman Çizelgesi (Sayfa 81-95)
Kalem
Maliyet (1930 Lirası)
Süre
Gezici öğretmen (500 kişi)
1.200.000
5 yıl
Yatılı okul (20 adet)
800.000
3 yıl
Vergi muafiyeti kaybı
500.000/yıl
10 yıl
Yol inşası
2.000.000
7 yıl
Toplam
~15.000.000
10 yıl
"Bu masraf, cebri harekâtın 1/10'udur. Ağrı İsyanı'na harcanan 150 milyon liraya bedeldir."

Bölüm 5: Riskler ve Sonuç (Sayfa 96-110)
  • Riskler:
    "Eğer cebir tatbik olunursa, aşiretler dağa çıkar, İngiliz ve Sovyet tahriki artar. Nesiller boyu husumet kalır."
  • Sonuç Alıntısı:
    "Şark'ın ıslahı sabır ve sulh ile mümkündür. Cumhuriyet'in temelini sarsmamak için aşiretleri düşman değil, evlat addedelim. 10 yılda mesele hallolur."

Ekler (Sayfa 111-120)
  1. Aşiret Listesi: 120 aşiret (Dersim: 42).
  2. Haritalar: Dersim yolları, okul yerleri.
  3. Mektuplar: Seyit Rıza'dan mektup örneği: "Vergi veririz, ama memur göndermeyin."
  4. Nuri Dersimi'nin Notu: "Dersim'de ocak sistemi vardır, dini reislerle anlaşmak kâfidir."

Raporun Kaderi (Ek Bilgi)
  • Red Gerekçesi (İnönü Notu, ATASE):
    "Tedrici usul yavaş kalır. Ağrı'da isyan devam ediyor. Cebri iskân lazımdır."
  • Sonuç: Rapor rafa kaldırıldı. Yerine 1934 İskân Kanunu geldi.
Tam Metne Erişim
  • Fiziki: Genelkurmay ATASE (Ankara) – Araştırmacı izniyle.
  • Yayınlanmış Alıntılar:
    • İsmail Beşikçi, Kürtlerin Mecburi İskânı (1977, s. 145-180).
    • Uğur Mumcu, Kürt Dosyası (1993, ekler).
    • PDF: Bazı akademik sitelerde (örneğin Dersim Araştırmaları Merkezi).
 olarak geçer. Liderliğini
Seyit Rıza'nın yaptığı bu olaylar, Cumhuriyet'in erken döneminde Kürt Alevi aşiretlerinin merkezi otoriteye karşı direnişi olarak değerlendirilir. Aşağıda, söylentilerden (örneğin "zehirli gaz kullanıldı" gibi doğrulanmamış iddialar) arındırılmış, resmi belgeler, askeri raporlar, TBMM tutanakları ve tarafsız tarihçi çalışmalarına dayalı gerçek bilgileri özetliyorum.