Hayvan dediğin nedir ki!
Bugün bayram, yine ülkenin her yanından kanlı görüntüler düşecek ekranlara; canlı hayvan ithalatıyla övünülecek! Perde arkasındakini çok az kişi görecek. Kilometrelerce uzaktan, daracık alanlarda birbirini ezerek, aç-susuz 'yenilsin' diye getirilen hayvanların çığlığını duyan da olmayacak.
Siz bu yazıyı okurken birazdan anlatacağım hak ihlalleri tavan yapacak, bıçaklar bilenmiş, kanlar akıtılmış olacak. Çünkü bugün Kurban Bayramı! Haliyle koyunlar, danalar çoktan sizler için bonfile, bifteğe dönüştü. Daha da acı olan kendini “hayvansever” olarak tanımlayan çoğu insan da bu katliama ortak oldu. Çünkü hayvan hakları dendiğinde Türkiye’de sadece evcil hayvanlar akla geliyor. Oysa tabaklarımızda yemeklik olarak gördüğümüz “besi hayvanları”nın da hakları var. Hatta belki de en çok onlar muhtaç bu haklara. Çünkü Türkiye dahil pek çok ülkedeki endüstriyel çiftliklerde, yayla görmeden, gerçek ot tatmadan, annelerinden çok erken yaşta koparılıp dışkılarından oluşan göllerde yaşamaya zorlanarak, küspe ve kimyasal takviyelerle besleniyorlar. Bu da yetmiyor, “yenilsin”ler diye, kilometrelerce uzaklıklara, daracık alanlarda, birbirlerini ezerek taşınıyorlar. İşte günlerdir ballandıra ballandıra anlatılan, bayram için daha da yoğunlaşan hayvan ithalatının ardındaki gerçek bu. Bakanlık mevzuatında “kasaplık” ya da “kesimlik” diye tabir edilen, “tüketilecek” meta olarak görülen bu hayvanlar için Yeryüzüne Özgürlük Derneği uluslararası kampanyalar düzenliyor. Söz onlarda.
Kaldırıma damladı hepimizin yüreğinden bir damla kan --------------- Sosyoloji Toplum bilimi , sosyoloji ders notları
Uğur Mumcu
Bu toplum, bedeninden hiç eksilmeyen yaralarla yaşıyor…
Gözden kaçanı, görülmeyeni, yok sayılanı, değer verilmeyeni, fark edilmeyeni fark ettirmek için...
Gözden kaçanı, görülmeyeni, yok sayılanı, değer verilmeyeni, fark edilmeyeni fark ettirmek için...
6 Kasım 2011 Pazar
Besi Hayvanları Hakları Nerede?
Devrim,siyasal,emperyalizm,demokrasi,faşizm
kurban bayramı,
kurban katliam
1 Kasım 2011 Salı
Şarkımızı tamamlamak için...78 kuşağı
Şarkımızı tamamlamak için...78 kuşağı
30. yılında 78’lilerden Mayıs’ta Toprağa Düşenlere: 6 mayıs’ da idam edilen Denizlere, 17 Mayıs’da Diyarbakır’da işkencede katledilen İbrahimlere, Nurhak’da ve Maltepe’de katledilen Sinanlara, Cevahirlere; Diyarbakır vahşetinin ateş çocukları Dörtlere Şarkımızı tamamlamak için…; Ferhat Kuntaylara… Tüm kaybettiklerimize…
BİZLER KİMİZ?
30. yılında 78’lilerden Mayıs’ta Toprağa Düşenlere: 6 mayıs’ da idam edilen Denizlere, 17 Mayıs’da Diyarbakır’da işkencede katledilen İbrahimlere, Nurhak’da ve Maltepe’de katledilen Sinanlara, Cevahirlere; Diyarbakır vahşetinin ateş çocukları Dörtlere Şarkımızı tamamlamak için…; Ferhat Kuntaylara… Tüm kaybettiklerimize…
BİZLER KİMİZ?
Devrim,siyasal,emperyalizm,demokrasi,faşizm
78 kuşağı,
Şarkımızı tamamlamak için
30 Ekim 2011 Pazar
Cumhuriyeti Korumak - Öztin Akgüç
Cumhuriyetin ilanının seksen sekizinci yılını kutluyoruz. Bu dönemde, Cumhuriyeti kurabildik, gereğince koruyabildik mi? Yaşatabilecek miyiz? Bu soruları içtenlikle yanıtlamalıyız. Basmakalıp, klişe demeçlerle, coşkusu tartışılabilir törenlerle, Anıtkabir ziyaretleri ile bu soruları geçiştiremeyiz. Açık yürekli olmalıyız.
Cumhuriyetten ne anlıyoruz? Amacı, ilkeleri nelerdir? Soruları, kuşkuları yanıtlayabilmek için amacı ve kuralları ortaya koymak gerekir.
Cumhuriyetten ne anlıyoruz? Amacı, ilkeleri nelerdir? Soruları, kuşkuları yanıtlayabilmek için amacı ve kuralları ortaya koymak gerekir.
Devrim,siyasal,emperyalizm,demokrasi,faşizm
cumhuriyet
Suç Doğada mı, Bizde mi? - Oktay Akbal
Seller basar, yangınlar olur, depremler kentleri köyleri yıkar…
Suçlu ararız!
Doğadır suçlu, ama sen, doğayı nasıl suçlarsın?
Bizleriz suçlu olan!
Yıllardır bunu hep yazarız, söyleriz. Ama boşa gider!
İktidarda kim varsa, o, bu, öteki, beriki, hepsi duyar, konuşur, çaresini bulacağız. Depremleri, sel baskınlarını, daha nice felaketi önleyeceğiz, der.
Suçlu ararız!
Doğadır suçlu, ama sen, doğayı nasıl suçlarsın?
Bizleriz suçlu olan!
Yıllardır bunu hep yazarız, söyleriz. Ama boşa gider!
İktidarda kim varsa, o, bu, öteki, beriki, hepsi duyar, konuşur, çaresini bulacağız. Depremleri, sel baskınlarını, daha nice felaketi önleyeceğiz, der.
Devrim,siyasal,emperyalizm,demokrasi,faşizm
gazete köşe yazıları,
Köşe Yazarları,
köşe yazısı
Modern Türkiye'nin Kurucusu Mustafa Kemal Atatürk: Mustafa’m, Mustafa Kemal’im... - Hikmet Çetinkaya
Modern Türkiye'nin Kurucusu Mustafa Kemal Atatürk: Mustafa’m, Mustafa Kemal’im... - Hikmet Çetinkaya: Bir alevin hüzünlü titreyişini düşünürken, bir tükenişi, garip bir ikilemi, yaşamın eytişiminin gölgesinde kaybolan tümceleri anımsadım. B...
Mustafa Kemal Atatürk'ün hayatı, anıları, fotoğrafları, nutukları, mektupları, devrimleri
Mustafa Kemal Atatürk'ün hayatı, anıları, fotoğrafları, nutukları, mektupları, devrimleri
29 Ekim 2011 Cumartesi
Cumhuriyet Armağanı - Mümtaz Soysal
MUSTAFA KEMAL’İN seksen sekiz yıl önce kurduğu Türkiye Cumhuriyeti, insanlığın uygarlık tarihine bu ülkenin çok değerli bir armağanı sayılmalıdır. Bunun böyle olduğunu ne biz tam anlatabildik insanlığa ne de insanlık anlamak istedi.
Galiba kendimiz doğru anlamadığımız için böyle oldu. Çünkü, daha kuruluştan başlayarak içimizden çok kişi, hem de okumuş, iyi yetişmiş, gün görmüş eyyam geçirmiş bildiğimiz yaşlı başlı koskoca adamlar ve “aydın” olduğunu söyleyen ya da öyledir denen insanlar, aslında bir mucize olan bu armağanı yanlış, kötü, hatta günah saydılar.
Hâlâ var öyleleri. Cumhuriyetin insanları inançlarından uzaklaştırdığını, geçmişten kopardığını, geleceklerini şaşırttığını anlatıp yazmaktalar.
Oysa Kemalist devrimin bütün işlevleri ve aşamaları inançların daha iyi anlaşılmasına, düşünülmesine ve ancak sonra içtenlikle benimsenmesine yönelikti. Zorla inkâr, ret ya da koparılma söz konusu olmadı. Yasaklama ve cezalandırma hep inanç sömürüsünü, sahteciliği, dolandırıcılığı, hatta halkın soyulmasını önlemeye yönelikti.
Galiba kendimiz doğru anlamadığımız için böyle oldu. Çünkü, daha kuruluştan başlayarak içimizden çok kişi, hem de okumuş, iyi yetişmiş, gün görmüş eyyam geçirmiş bildiğimiz yaşlı başlı koskoca adamlar ve “aydın” olduğunu söyleyen ya da öyledir denen insanlar, aslında bir mucize olan bu armağanı yanlış, kötü, hatta günah saydılar.
Hâlâ var öyleleri. Cumhuriyetin insanları inançlarından uzaklaştırdığını, geçmişten kopardığını, geleceklerini şaşırttığını anlatıp yazmaktalar.
Oysa Kemalist devrimin bütün işlevleri ve aşamaları inançların daha iyi anlaşılmasına, düşünülmesine ve ancak sonra içtenlikle benimsenmesine yönelikti. Zorla inkâr, ret ya da koparılma söz konusu olmadı. Yasaklama ve cezalandırma hep inanç sömürüsünü, sahteciliği, dolandırıcılığı, hatta halkın soyulmasını önlemeye yönelikti.
Devrim,siyasal,emperyalizm,demokrasi,faşizm
cumhuriyet,
Mümtaz Soysal
Ölümün yüzü!.. Çığlıklar! Çaresizlik!
Bir acıyı, seslenişi, öfkeyi, yalnızlığı anlatmak değil amacım...
Ölümün yüzü!..
Çığlıklar!
Çaresizlik!
İnsan kendi kimliğini, yurttaşlık bilincini, dinsel baskıları, aşiretlere, tarikatlara, siyaset cambazlarına boyun eğmemeyi nasıl öğrenecek, o önemli.
Ölümün yüzü!..
Çığlıklar!
Çaresizlik!
Devrim,siyasal,emperyalizm,demokrasi,faşizm
gazete köşe yazıları,
hikmet çetinkaya,
Köşe Yazarları,
köşe yazısı
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)