Sivas katliamı davasının zamanaşımına uğramasına tepki gösteren sanatçı Haluk Özkan duygularını anlatan bir mektup yazdı...
İşte söz konusu mektup;
Sivas organizasyonunu yapan arkadaşlardan biri bana ulaşıyor ve Sivas’a davet ediyor. Ben o dönem de İstanbul’da vatani görevimi yapıyorum, askerim. Organizasyon yetkilisine bu durumu bildiriyor ve bir başka etkinliğe katılacağım için söz veriyorum.
Sivas organizasyonunu yapan arkadaşlardan biri bana ulaşıyor ve Sivas’a davet ediyor. Ben o dönem de İstanbul’da vatani görevimi yapıyorum, askerim. Organizasyon yetkilisine bu durumu bildiriyor ve bir başka etkinliğe katılacağım için söz veriyorum.
Askeri görev gereği; İstanbul’dan, İzmir’e görevli olarak gidiyoruz. İzmir’de 3 ay kalacağız. Yolculuğa çıkarken birkaç tane gazete alıyorum yol boyu okuyacağım; Sanatçı asker olduğum için biraz ayrıcalığım olduğu bir gerçek ve okumam yazmam göze pek batmıyor. Derken gazeteleri açıyorum Tüm gazetelere de Tanıdık insan resimleri Afallıyorum anlama ya çalışıyorum, okuyorum ama anlamak istemiyor bir tarafım. Gözümden yaşlar akıyor inanmak istemediğim bir gerçeğe ağlıyorum. Etrafım kararıyor. Muhlis Akarsu ,Metin Altıok ,Edibe Sulari ,Huriye Özkan ,Yeşim Özkan ,Nesimi Çimen , liste uzuyor ve Hasret Gültekin , Hasretin yeni çocuğu oldu diyorum mırıldanarak. Benim de 9 aylık bir oğlum var çünkü , Ya Hasretin çocuğu ne olacak diyorum.? kendi kendime. Asker olmasaydım bende Sivas’ta olacaktım ve yakılacaktım ve yanarken ben izleyicilerim olcaktı ben yanıp kül olana kadar bekleşeceklerdi hemen kapının öbür tarafında ta ki yandığıma ikna olana kadar ve göremeyecektim oğlumun büyümesini tanık olamayacaktım onun hayatına koparıp alı verecekti 5 -10 bin cani beni hayattan. Ve Zaman aşımıyla kurtuluvereceklerdi bir güzelce.
Yol boyunca kendimle hesaplaşır gibi konuşuyorum soluksuz. Bir yanım orada olmamaktan dolayı şanslıydın Haluk Özkan diyor Bir yanım böyle düşündüğüm için utanıyor , bir yanım kızıyor Gözyaşlarımı tutamıyorum İstanbul, İzmir arası yolculuk yapan bir askerim, gazetelerde ölen arkadaşlarımın isimlerini okuyorum gözyaşları içinde. Ve kör olası hayat maalesef devam ediyor.
Ve bugün umutla açıyorum TV’de haberleri; tüm sosyal paylaşımlarda takip ediyorum ve konuya duyarlı olan insan sayısı içimi rahatlatıyor.
Ve karar açıklanıyor….
Haberlerde madımak davasının zaman aşımına uğradığı ve faillerinin elini koluna sallayarak serbest kaldığını duyuyoru. Sipiker üzüntüyle okuyor haberi Donup kalıyorum öylece odanın orta yerinde. Madımakta yanmak mı ?, Yakılmak mı.?, ya da yakanların serbest kalması mı.? daha acı…! Telfonlarım çalıyor peş peşe sanki kötü haberi teyit edeceklermiş gibi. Ama telefonlara bile bakamıyorum uzun bir süre.
Düşüne biliyor musunuz; Bir türkü tutturmuş söylüyorsun, birileri gelip üzerinize benzin döküyor bir güzel ateşe veriyor sizi . Siz yanarken izlemeye gelen güruh çocuklarını omuzlarına alarak bu olayı film izler gibi yakın çığlıkları atarak çocuklarına bile izletiyorlar. Güvenlik güçleri de bu olayları 5 saat boyunca mağdurlar yanıp kül olana kadar sadece izliyor ve bu topluluğu dağıtamadıklarını söyleyerek savunma yapıyorlar. Aynı güvenlik güçleri Ankara’da adliye önünde adalet isteyen gurubu 5 dakikada dağıta bilme kabiliyeti gösteriyor…
Sonuçta; neresinden tutarsan tut ; olayın ,davanın, durumun tutulacak bir yanı kalmıyor…
Bir taraf, bi-taraf oluveriyor naklen.
Haluk ÖZKAN
http://www.magazinkolik.com/Magazin/23517/
Haluk Özkan, haluk özkan madımak,haluk özkan sivas,haluk özkan sivas katliamı Siyasi Forum Siyasi-Politik Haber - Makale - Yazılar -- Sosyoloji Toplum bilimi , sosyoloji ders notları
http://dunyagerceklerim.blogspot.com/2012/07/madmak-otelinde-kursunlandlar-m.html
YanıtlaSil