Uğur Mumcu

Uğur Mumcu
Bu toplum, bedeninden hiç eksilmeyen yaralarla yaşıyor…

Gözden kaçanı, görülmeyeni, yok sayılanı, değer verilmeyeni, fark edilmeyeni fark ettirmek için...




19 Mayıs 2025 Pazartesi

Yapay Zekâ Çağında İnsanlığın Geleceği

Yapay Zekâ Çağında İnsanlığın Geleceği: Yeni Bir Dönem mi, Yoksa Kontrol Altına Alınma mı?





Edward Fredkin’in (MIT Bilgisayar Bilimleri profesörü) ünlü bir sözü var: “Tarihte üç büyük olay var: Evrenin oluşumu, yaşamın başlangıcı ve yapay zekânın ortaya çıkışı.” Bu söz, günümüzde teknolojinin insanlık tarihindeki yerini çarpıcı bir şekilde özetliyor. Peki, yapay zekâ (YZ) çağında dünya nereye gidiyor? İnsanlık, özgürlüğünü koruyabilecek mi, yoksa teknolojiyle şekillenen yeni bir kontrol çağının eşiğinde mi?
Hızlanan Dünya ve Yeni Tehditler
Dünya tarihi, teknolojik gelişmelerle birlikte inanılmaz bir hızla değişiyor. Ancak bu değişim, sadece ilerleme ve refah getirmiyor; aynı zamanda ciddi riskler de barındırıyor. İnsanlığın, kendi elleriyle yarattığı teknolojiler yüzünden bir yok oluşa sürüklendiği yönünde endişeler artıyor. Savaşlar, çatışmalar ve güç mücadeleleri, artık sadece toprak ya da doğal kaynaklar için değil, bilgi ve teknoloji için de yapılıyor.
YZ’nin Yükselişi: YZ, insan hatalarını azaltma potansiyelinin yanı sıra, insan zekâsını aşabilecek bir kapasiteye sahip. Bilim kurgu gibi görünen bu fikirler, artık gerçek. İlk YZ modelleri hızla gelişiyor ve her geçen gün daha güçlü hale geliyor. Ancak bu güç, kimin elinde olacak? İnsanlık için bir nimet mi, yoksa bir tehdit mi olacak?
Yeni Savaş Alanı: Bilgi ve Akıl
Tarih boyunca savaşların ardında hep değerli bir kaynak vardı: Önce baharat, sonra petrol, şimdi ise bilgi. 21. yüzyılın “akıl çağı” olduğunu söylüyoruz, ama bu çağda asıl mücadele, YZ teknolojisiyle dünyayı kontrol etme yarışı. ABD ve Çin arasındaki rekabet, bu savaşın en görünür yüzü. Ancak perde arkasında, büyük teknoloji şirketlerinin ve küresel sermayenin, dünyayı kendi çıkarları doğrultusunda şekillendirme planları var.
2025’te Küresel Durum: Neler Oluyor?
2025 yılına baktığımızda, dünya genelinde bazı temel sorunlar dikkat çekiyor:
  1. Devlet Egemenliğine Müdahaleler: Rusya’nın Gürcistan ve Ukrayna’ya müdahaleleri (2008, 2014, 2022) ya da Ortadoğu’daki iç savaşlar gibi örnekler, devletlerin egemenlik haklarının ihlal edildiğini gösteriyor.
  2. Yaptırımlar ve Ambargolar: Rusya, İran, Kuzey Kore ve hatta Türkiye gibi ülkeler, ekonomik ve teknolojik yaptırımlarla karşı karşıya. Bu yaptırımlar, ülkeleri zayıflatmak için bir silah olarak kullanılıyor.
  3. Otoriterliğin Yükselişi: 2023 Demokrasi İndeksi’ne göre, dünya nüfusunun sadece %8’i tam demokratik ülkelerde yaşıyor. Yaklaşık %40’ı ise otoriter rejimlerin yönetiminde.
  4. Dezenformasyon ve Teknoloji: YZ’nin yaygınlaşmasıyla, sahte haberler ve “derin sahtelik” (deepfake) teknolojileri toplumları kutuplaştırıyor, komplo teorilerini körüklüyor.
  5. Devletlerin Zayıflaması: Ulus devletler, artan çatışmalar ve kontrol edilemeyen bölgeler nedeniyle güç kaybediyor. Bu, bazılarına göre “tek dünya düzeni” planının bir parçası.
İnsanlığın Geleceği: Özgürlük mü, Kontrol mü?
Asıl mesele, teknolojinin insan hayatını nasıl değiştireceği. İki ana alan öne çıkıyor: Yapay Zekâ ve Biyoteknoloji.
  • Yapay Zekâ: YZ, insanların ne düşündüğünü, ne istediğini analiz edebilecek kadar güçlü hale geliyor. Örneğin, sosyal medya platformları basit tercihlerinizi (hangi filmi sevdiğiniz gibi) analiz ederken, gelecekte ruh halinizden tutun da en derin korkularınıza kadar her şeyi bilebilir. Bu veriler, başlangıçta masum görünen projelerle (örneğin, kişiselleştirilmiş reklamlar) toplanıyor. Ancak bu veriler, totaliter bir kontrol sistemine de hizmet edebilir. Çin’in YZ temelli gözetleme sistemleri, bu riskin somut bir örneği.
  • Biyoteknoloji: İnsan-makine arayüzleri, yapay organlar ve beyne yerleştirilen çipler gibi teknolojiler, insan bedenini ve zihnini dönüştürmeyi hedefliyor. 2040’larda, genetik mühendisliği sayesinde organlar yeniden üretilebilir hale gelebilir. Ancak bu teknolojiler, insan özgürlüğünü kısıtlayıcı bir gözetleme ve kontrol sisteminin parçası olabilir.
İnsanlığın Önyargıları ve Büyük Değişimler
İnsanlık, tarih boyunca kendini evrenin merkezinde görme eğilimindeydi. Ancak üç büyük düşünür, bu önyargıları yıktı:
  1. Kopernik: Dünya’nın evrenin merkezi olmadığını, sadece Güneş’in etrafında dönen bir gezegen olduğunu gösterdi.
  2. Darwin: İnsanın, hayvanlar âleminden ayrı bir varlık olmadığını, evrimin bir parçası olduğunu kanıtladı.
  3. Freud: Bilinçaltının, davranışlarımız üzerinde sandığımızdan daha büyük bir etkisi olduğunu ortaya koydu.
Şimdi ise YZ devrimi, “insan olma” kavramını yeniden tanımlıyor. 2150’ye geldiğimizde, evrenin sırlarını çözebilir ve belki de “insan” olarak kalmayı seçip seçmeyeceğimize karar verebiliriz. Ancak bu özgürlük, YZ’nin kontrolüne giren bir dünyada ne kadar mümkün olacak?
Teknolojik Soğuk Savaş: ABD-Çin Rekabeti
YZ, robotik, kuantum teknolojisi ve biyoteknoloji gibi alanlar, küresel güç dengelerini değiştiriyor. ABD ve Çin, bu yarışta başı çekiyor:
  • Çin’in Stratejisi: Çin, 2009’dan beri YZ, kuantum teknolojisi ve robotik gibi alanlara büyük yatırımlar yapıyor. “Çin Malı 2025” planıyla, teknoloji liderliğini ele geçirmeyi hedefliyor. Alibaba, Huawei gibi şirketler, küresel rekabette öne çıkıyor.
  • ABD’nin Stratejisi: ABD, teknoloji devleriyle (Google, Meta, Microsoft) veri merkezleri ve YZ yatırımlarıyla liderliğini koruyor. Ancak Çin’in ucuz ve açık kaynaklı YZ modelleri (örneğin, DeepSeek’in R1 modeli), ABD’nin teknolojik üstünlüğünü tehdit ediyor.
Yeni Bir Diktatörlük mü Geliyor?
YZ’nin gücü, sadece devletler değil, teknoloji şirketleri ve milyarderler tarafından da kullanılıyor. Örneğin, Elon Musk’ın Neuralink projesi, beyne çip yerleştirerek insan-makine entegrasyonunu hedefliyor. Bu tür teknolojiler, bireylerin özgürlüğünü tehdit edebilir. Musk’ın kendisi bile, YZ’nin “ölümsüz bir diktatör” yaratabileceği uyarısında bulundu.
Ayrıca, dijital para, dijital sağlık pasaportları gibi uygulamalar, masum görünse de bireyler hakkında devasa veriler topluyor. Bu veriler, şirketlerin kâr hırsının ötesinde, küresel bir gözetleme ve kontrol sistemi kurmak için kullanılabilir.
Çözüm: Özgürlüğümüzü Korumak
Peki, bireyler olarak ne yapabiliriz? Özgürlüğümüzü korumanın yolu, mahremiyetimize sahip çıkmaktan geçiyor. Verilerimizi paylaşırken dikkatli olmalı, teknolojiye teslim olmadan bilinçli tercihler yapmalıyız. YZ’nin sunduğu fırsatları kullanırken, onun bir kontrol aracına dönüşmesine karşı uyanık olmalıyız.
Özetlersek:
YZ devrimi, insanlık tarihindeki en büyük dönüm noktalarından biri. Ancak bu devrim, özgürlük ve refah mı getirecek, yoksa insanlığı bir “dijital kafese” mi hapsedecek? Cevap, bizim teknolojiyle ilişkimize ve onu nasıl yönlendireceğimize bağlı. Özgür düşünen son nesiller olarak, geleceğimizi şekillendirme sorumluluğu bizde.





Siyasi Forum Siyasi-Politik Haber - Makale - Yazılar -- Sosyoloji Toplum bilimi , sosyoloji ders notları

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder