Üç yaşında bir çocuk, oyuncakçı dükkânında tepinmeye başladığı zaman anne baba birbirlerine bakarlar:
“Gene başladı bizimki”.
Gene başlamıştır.
Kaldırıma damladı hepimizin yüreğinden bir damla kan --------------- Sosyoloji Toplum bilimi , sosyoloji ders notları
Uğur Mumcu
Bu toplum, bedeninden hiç eksilmeyen yaralarla yaşıyor…
Gözden kaçanı, görülmeyeni, yok sayılanı, değer verilmeyeni, fark edilmeyeni fark ettirmek için...
Gözden kaçanı, görülmeyeni, yok sayılanı, değer verilmeyeni, fark edilmeyeni fark ettirmek için...
4 Temmuz 2011 Pazartesi
Azim ve İnat Arasında Ne Fark Vardır?.. - Erdal Atabek
Devrim,siyasal,emperyalizm,demokrasi,faşizm
Erdal Atabek,
inat,
ne farkazim
30 Haziran 2011 Perşembe
Türkiye'nin çocuk gelinleri
The Guardian tarafından yayınlanan bir makalede, çocuk gelin sorunun sadece Türkiye'nin doğusunda ve Kürt bölgelerinde yaşanmadığı, bu sorunun Türkiye'nin her yerinde görüldüğü vurgulanarak, Türkiye'nin çocuk gelinler oranında Zambiya ve Tanzanya gibi Afrika ülkeleri ile aynı düzeyde olduğu belirtildi.
Alışmadık Alışmayacağız- Dünya'nın en büyük 17. ekonomisine sahip Türkiye'nin çocuk gelinleri batının dikkatini çekmeye devam ediyor. The Guardian gazetesi tarafından yayınlanan bir makalede, çocuk gelin sorunun sadece Türkiye'nin doğusunda ve Kürt bölgelerinde yaşanmadığı, bu sorunun Türkiye'nin her yerinde görüldüğü vurgulanarak, Türkiye'nin çocuk gelinler oranında Zambiya ve Tanzanya gibi Afrika ülkeleri ile aynı düzeyde olduğu yazıldı.
İngilterenin önemli gazetelerinden The Guardian'ın yer verdiği bir makalede, Başbakan Recep Tayip
Alışmadık Alışmayacağız- Dünya'nın en büyük 17. ekonomisine sahip Türkiye'nin çocuk gelinleri batının dikkatini çekmeye devam ediyor. The Guardian gazetesi tarafından yayınlanan bir makalede, çocuk gelin sorunun sadece Türkiye'nin doğusunda ve Kürt bölgelerinde yaşanmadığı, bu sorunun Türkiye'nin her yerinde görüldüğü vurgulanarak, Türkiye'nin çocuk gelinler oranında Zambiya ve Tanzanya gibi Afrika ülkeleri ile aynı düzeyde olduğu yazıldı.
İngilterenin önemli gazetelerinden The Guardian'ın yer verdiği bir makalede, Başbakan Recep Tayip
27 Haziran 2011 Pazartesi
Mısır : ‘DEVRİMİ ONLAR BAŞLATTI AMA BİZ YAPTIK’
‘DEVRİMİ ONLAR BAŞLATTI AMA BİZ YAPTIK’ Kafede oturanların çoğu, diğer milyonlarcası gibi Tahrir Meydanı’ndaydı ama devrimin ardından sadece olacakları bekliyorlar. “Devrim kendi önderini yaratır mı, ya da siz neden aktif olarak süreç içerisinde yer almıyorsunuz ?” sorusunu ise genellikle “biz kendi hayat uğraşımız içinde yeterince yoruluyoruz, beklemek en mantıklısı” diyerek yanıtlıyorlar. Onlara bir süre önce orta-üst sınıf mevcudu gençlerle yaptığım konuşmadan bahsediyorum. Biz konuşurken bir arkadaşıyla birlikte Arap Tavlası oynayan bir genç başını kaldırıyor ve konuşuyor. “Devrimin ateşleyicilerinden biri elbette Facebook ve Twitter’dı ancak insanlar Cuma namazı sonrası orada toplandı. Bir anda milyonlar değil, farklı noktalardan gelen binler birleşerek bu devrimi gerçekleştirdi. Biz gerçekleştirdik, onlar sadece başlangıcıydı”.
“Peki ya süreç tersine işler, her şey Mübarek döneminden kötü olursa?” diye soruyorum. “O zaman yine onlar internetlerinde bir şey yapar ama meydanlarda yine biz oluruz, Mısır’ın yoksul halkı” diye cevaplıyor.
Akşam saatlerinde Tahrir Meydanı |
Devrim,siyasal,emperyalizm,demokrasi,faşizm
Mısır,
mısır devrimi
Mısır : ZENGİNLER ‘AYDIN’, FAKİRLER ‘AKTİVİST’
ZENGİNLER ‘AYDIN’, FAKİRLER ‘AKTİVİST’ Mısır ekonomisi son yıllarda yolsuzluk başta olmak üzere bir çok nedenden dolayı iflas noktasında gelmişti. Ülkedeki gelir dağılımı arasındaki uçurum Kahire’de de kendini gösteriyor. Kent merkezi ve çevresinde örneğin ‘Downtown’ olarak ifade edilen bölgede ya da İslami Kahire olarak geçen El-Ezher bölgesinde halkın yaşadığı yoksulluğu tanımlamak bile zor.
Devrimin ardından Mısır ‘EMEK, ÖZGÜRLÜK,ONUR
‘EMEK, ÖZGÜRLÜK,ONUR’ Mısır nüfusunun yüzde 70’ini, ülkedeki işsizlerin yüzde 80’ini oluşturan gençler de yaşlı kadınla benzer yanıtlar veriyor. Biz tüm dünyaya Mısırlıların onurlu insanlar olduğunu gösterdik diyor. Hissettiklerini belki de en iyi Tahrir Meydanı’ndaki gençlik liderlerinden Larbi bana Tahrir meydanını gezdirirken anlatıyor. “Bizim üç sloganımız vardı, emek özgürlük ve onur. Bunları kazandıktan sonra diğer haklarımızı da elde edebiliriz. Mısır halkı yıllardır kabulleniş içindeydi. Bir kere başkaldırdık, süreç adaletsizleşirse yine başkaldırabileceğimiz ve hakkımızı alabileceğimiz biliyoruz.”
Öte yandan Larbi’nin ve onun gibi bir çok gencin aklında soru işaretleri de var. Yeni anayasa sürecinin sancılı geçtiğini söylüyorlar. Bunun en önemli nedeni olarak da demokrasi eksikliğini gösteriyorlar. Konuştuğum gençlerden biri, “bir yerde 20 kişiden fazla toplanarak bir aktivite gerçekleştirme deneyimimiz bile yok” diyor.
25 Ocak yazılı t-shirtler, atkılar ve kefiyeler... Devrim kendi sektörünü yarattı. PARTİ ENFLASYONU: 80’DEN FAZLA PARTİ KURULDU Gerçekten de Mısır, 25 Ocak devriminin ardından değişim dönemini sancılı geçiriyor. Ülkede son birkaç ayda 80’den fazla parti kuruldu, farklı düşünceler arasındaki bölünmeler sıkça yaşanıyor. Üstelik partiler kurulmuş da olsa planlarından örgütlenmelerine birçok sıkıntı yaşanıyor. Bu kadar çok parti kurulsa bile hem partiler hem de ülkenin büyük çoğunluğu kendilerini Eylül ayında yapılacak seçimlere hazır hissetmiyor. |
Devrimin ardından Mısır
30 yıllık Mübarek rejimini yıkan Mısırlılar şimdi geleceğini arıyor. Gözde Demirel, ntvmsnbc için Kahire’ye gitti ve ’25 Ocak Devrimi’ sonrasında Ortadoğu’nun kalbinde yaşananlara tanıklık etti.
Bu günlerde ‘Arap Baharı’ denildiğinde akla Suriye’de yaşanan kargaşa ya da Libya’daki iç savaş geliyor. Ancak bundan beş ay önce Ortadoğu’nun kalbinde ‘Arap Baharı’nın anlamı ‘devrim’di. 25 Ocak’ta, bundan bir ay önce başlayan ayaklanmayla, o zamana kadar hemen hiç kimsenin aklına gelmeyen oldu ve Arap coğrafyasının en kalabalık ve en önemli ülkesi olan Mısır’da 30 yıllık Mübarek rejimi yıkıldı. Mısırlılar için bugün artık yaşananların bir adı var; 25 Ocak Devrimi24 Haziran 2011 Cuma
'Öldürülmeden sesimi duyun'
Plastik boru, kerpeten, bıçak ve makasla işkence ve tecavüz... Türkiye'de kadına yönelik şiddet ve ölüm olaylarına her geçen gün bir yenisi eklenirken, Balıkesir'de üç çocuk annesi Nurgül Özkan'ın yaşadığı dram, duyanları şoke etti.
Eşinin şiddetinden ve tecavüzünden kaçarak babaevine sığınan talihsiz kadın, "Yavrularımı istiyorum. Devlet beni yaşarken korusun, öldükten sonra değil. Öldürülmeden sesimi duyun" diyerek feryat etti. Sonunun öldürülen diğer kadınlara benzememesini isteyen Özkan, savcılığa defalarca suç duyurusunda bulunduğunu söyledi. DHA'nın haberine göre; Adana'da gıda toptancılığı yaparken iflas eden Selami Özkan, 11 yıl önce kendisine kaçıp yaşamını birleştirdiği Nurgül Özkan ve evlilikleri boyunca dünyaya gelen 3 çocuğuyla, iki ay önce Balıkesir'e yerleşti. Çiftin ilişkileri, Selami Özkan'ın işlerinin kötü gitmesi nedeniyle bozuldu.
Eşinin şiddetinden ve tecavüzünden kaçarak babaevine sığınan talihsiz kadın, "Yavrularımı istiyorum. Devlet beni yaşarken korusun, öldükten sonra değil. Öldürülmeden sesimi duyun" diyerek feryat etti. Sonunun öldürülen diğer kadınlara benzememesini isteyen Özkan, savcılığa defalarca suç duyurusunda bulunduğunu söyledi. DHA'nın haberine göre; Adana'da gıda toptancılığı yaparken iflas eden Selami Özkan, 11 yıl önce kendisine kaçıp yaşamını birleştirdiği Nurgül Özkan ve evlilikleri boyunca dünyaya gelen 3 çocuğuyla, iki ay önce Balıkesir'e yerleşti. Çiftin ilişkileri, Selami Özkan'ın işlerinin kötü gitmesi nedeniyle bozuldu.
Devrim,siyasal,emperyalizm,demokrasi,faşizm
kadına şiddet,
öldürülen kadınlar,
sesimi
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)