"Oy Madımak" Hüzünlü Bir Ağıt
2 Temmuz günüyle birlikte hafızalarımıza kazınan Sivas olaylarının yıldönümünü 18. defa geride bıraktık. Tüm çabalara rağmen, vicdanının sesine kulaklarını kapamadıkça insanlık, Sivas'ı da Maraş'ı da Çorum'u da unutmayacaktır.
Sadık Çelik
Bu sene valilikten Madımak önünde anma etkinliği yapılmasına izin çıkmadı. Buna rağmen 2 Temmuz günü otele doğru yürüyen kalabalığı polis biber gazı sıkarak dağıttı.
Kaldırıma damladı hepimizin yüreğinden bir damla kan --------------- Sosyoloji Toplum bilimi , sosyoloji ders notları
Uğur Mumcu
Bu toplum, bedeninden hiç eksilmeyen yaralarla yaşıyor…
Gözden kaçanı, görülmeyeni, yok sayılanı, değer verilmeyeni, fark edilmeyeni fark ettirmek için...
Gözden kaçanı, görülmeyeni, yok sayılanı, değer verilmeyeni, fark edilmeyeni fark ettirmek için...
9 Temmuz 2011 Cumartesi
İnsanlık, Sivas'ı da Maraş'ı da Çorum'u da unutmayacaktır.
Devrim,siyasal,emperyalizm,demokrasi,faşizm
ağıt,
hüzünlü,
oy madımak
8 Temmuz 2011 Cuma
Tarihe gömülemez
Adalet Bakanı Mehmet Ali Şahin’in "Zamanaşımına uğramasına izin vermem" diyerek sorumlu savcılar ve yargıçlar hakkında açtırdığı 'idari' dava, HSYK'de 'oybirliğiyle' aklanma kararıyla sonuçlandı
Türkiye’nin ilk ve tek kontrgerilla davasının, “derin devlet”le hesaplaşma iddiasındaki Ergenekon davasının başladığı gün (20 Ekim 2008) zamanaşımından düşmesi kamuoyunda büyük yankı yaratmıştır. Medyada çıkan haberlerin ardından birçok köşe yazarı da zamanaşımı konusunu köşesine taşıyarak tepki gösterir. Bazıları da 16 Mart davasının bu şekilde sonuçlanmasının Ergenekon davasına zarar verdiğini yazıp çizer. Türkiye’de Ergenekon üzerinden derin devletle hesaplaşıldığı algısı yara almıştır. Tam bu aşamada dönemin Adalet Bakanı Mehmet Ali Şahin girer devreye... Şahin, bu karardan rahatsız olduğunu açıklar. Beyazıt’ta yedi öğrencinin öldürüldüğü olaya “bizzat tanıklık ettiğini, hatta yaralı bir öğrenciyi ambulansa kadar taşıdığını” anlatarak “Bu davanın zamanaşımına uğramamasına izin vermem” der. Zamanaşımı kararı veren yargıçlar hakkında idari soruşturma açılır. Adalet Bakanlığı müfettişleri inceleme sonucu, sorumlu buldukları yargı mensupları hakkında rapor hazırlarlar ve konu HSYK’ye taşınır. Gelişmeler kamuoyuyla da anında paylaşılır hep. Ancak her nedense, HSYK’nin yargıç ve savcıları “oybirliğiyle akladığına” ilişkin haber medyanın yoğun gündemi arasında kaybolup giderken, konu üzerinde kimsenin sesi çıkmaz. HSYK’de Adalet Bakanı ve müsteşarının da olduğuna dikkat çeken ve “demek ki aklama müessesesi oluşturmuşlar” yorumunu yapan Alptekin, şunları söylüyor:
Devrim,siyasal,emperyalizm,demokrasi,faşizm
davası,
derin devlet,
Ergenekon
Kilometre taşı oldu
Türkiye'deki önemli davaların dosyaları da 16 Mart katliamının delilleri arasındadır artık...
Avukatlar alalade bir cinayet davası gibi TCK 450. maddeden açılan davayı “kontrgerilla davasına dönüştürme” gayreti içine girerler. Bunun için de ellerinde dayanak yapabilecekleri çok önemli bir karar vardır. Bunun için de ellerinde dayanak yapabilecekleri çok önemli bir karar vardır, “Her ne kadar mevcut yargılama sırasında faillere ulaşılmamışsa da..” der Sıkıyönetim Mahkemesi, “bu eylem sıradan bir cinayet eylemi olmayıp gayri muayyen kastla Türkiye ahalisini birbiri aleyhine silahlı mukateleye teşvik amacıyla işlenmiş siyasi bir eylemdir...” Bu kararın çok isabetli ve ciddi bir karar olduğuna dikkat çekiyor Cem Alptekin. Ardından da ekliyor: “Biz bu yargı kararından ve o aşamada toplanan diğer delillerden yola çıkıp, bu eylemin TCK’nin 149. maddesi ile yaptırıma bağlanan bir eylem olduğunu, sanıklara bu suçla ilgili ek savunma hakkı verilmesi gerektiğini, ayrıca 1 Mayıs ve Bahçelievler katliamı, Abdi İpekçi cinayeti ve 12 Eylül’de açılan Ankara ana MHP davasının dosyalarıyla fiil ve fail irtibatının olduğunu belirtip celbini talep ettik mahkemeden ve bu taleplerimizi kabul edince davamızın seyri ve niteliği o gün itibarıyla değişmiş oldu.”
Devrim,siyasal,emperyalizm,demokrasi,faşizm
16 Mart katliamı
Yargılanan ilk Gladio eylemi
Beyazıt'ta dersten çıkan öğrencilerin üzerine 33 yıl önce bomba atılmış, 7 üniversitelinin öldüğü olayda 41 öğrenci de yaralanmıştı
Olayın olduğu tarihte İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi ikinci sınıf öğrencisiyde Cem Alptekin. 16 Mart 1978 günü son dersleri boş olduğu için merkez binadan erken çıkıp toplanma yerleri olan Süleymaniye’ye geçerler. (Okula hakim olan sağ görüşlü öğrenciler yüzünden topluca gelip gitmektedirler.) Hava kapalı ve pusludur. Orada son dersteki arkadaşlarının gelmesini beklerken büyük bir patlama duyarlar. Önce gök gürültüsü sanırlar. Ama acı haber Süleymaniye’ye de ulaşır. İstanbul Üniversitesi Eczacılık Fakültesi önünde öğrencilerin üzerine “bomba atılmış, hemen ardından da öğrenciler silahla taranmıştır”...Beyazıt’a doğru koşarlar, arkadaşları dört biryana düşmüş, yerler kan gölüdür... Hemen yardıma koşarlar, yaralı arkadaşlarını hastanelere taşırlar. Saldırganların peşine düşmesi gereken polis de her nedense hastanededir. “Hastanede zanlı aranır mı? Yaralı arkadaşlarımıza zanlı muamelesi yaparak, onları gözaltına almak için her türlü baskıyı reva gören bir polis uygulamasıyla karşılaştık” diye anlatıyor o günü avukat Cem Alptekin...
Devrim,siyasal,emperyalizm,demokrasi,faşizm
eylemi,
Gladio,
ilk,
Yargılanan
Tarihe geçen davalar : İnsanlık, bedeninden hiç eksilmeyen yaralarla yaşıyor…
Tarihe geçen davalar
Kimisi bağnaz dinci, kimisi ırkçı, kimisi siyasal nedenlerle suçlananların yaptıkları savunmalar, insanlık tarihinin belleğinde birer aydınlanma belgesi olarak yer almıştır.
Bu toplum, bedeninden hiç eksilmeyen yaralarla yaşıyor…- İnsanlık tarihi boyunca unutulmayan büyük davalar vardır.
Kimisi bağnaz dinci, kimisi ırkçı, kimisi siyasal nedenlerle suçlananların yaptıkları savunmalar, insanlık tarihinin belleğinde birer aydınlanma belgesi olarak yer almıştır. Onları suçlayan savcılar ve onları mahkûm eden özel mahkemeler ise olumsuz yönleriyle ve kimi zaman lanetlenerek tarihe geçmiştir.
Kimisi bağnaz dinci, kimisi ırkçı, kimisi siyasal nedenlerle suçlananların yaptıkları savunmalar, insanlık tarihinin belleğinde birer aydınlanma belgesi olarak yer almıştır.
Bu toplum, bedeninden hiç eksilmeyen yaralarla yaşıyor…- İnsanlık tarihi boyunca unutulmayan büyük davalar vardır.
Kimisi bağnaz dinci, kimisi ırkçı, kimisi siyasal nedenlerle suçlananların yaptıkları savunmalar, insanlık tarihinin belleğinde birer aydınlanma belgesi olarak yer almıştır. Onları suçlayan savcılar ve onları mahkûm eden özel mahkemeler ise olumsuz yönleriyle ve kimi zaman lanetlenerek tarihe geçmiştir.
7 Temmuz 2011 Perşembe
Kitap Özetleri, Kitap Özeti: O Büyülü İnsanlar - Zeynep Oral
Kitap Özetleri, Kitap Özeti: O Büyülü İnsanlar - Zeynep Oral: "'Bunları herkes bilsin diye yazıyorum' İnsanı 'insan' kılan çağdaş ve evrensel değerleri yüceltmek için gazetecilik yapıyor. Bunu herkes..."
Son haberler.Spor, Finans, Kültür Sanat Magazin, Ekonomi, Dış Haberler, Politika Haberleri
Son haberler.Spor, Finans, Kültür Sanat Magazin, Ekonomi, Dış Haberler, Politika Haberleri
6 Temmuz 2011 Çarşamba
Uzlaşma Kültürü... - Hikmet Çetinkaya Köşe Yazısı
Yazı masamın başındayım... Gündem yoğun. Siyaset mi yazsam yoksa gazetelerin manşetinden düşmeyen şike depremini mi?
Yok yok!
Yağmalanan koylarımızı mı, büklerimizi mi, çokuluslu altın avcılarını mı, kentlerden sağlanan rantı mı, yoksa Başbakan Erdoğan’ın yangına körükle giden sözlerini mi:
“Tükürdüklerini yalayacaklar!”
Kimler yalayacak tükürdüklerini?
Meclis’e girdikleri halde yemin etmeyen CHP milletvekilleri...
Yok yok!
Yağmalanan koylarımızı mı, büklerimizi mi, çokuluslu altın avcılarını mı, kentlerden sağlanan rantı mı, yoksa Başbakan Erdoğan’ın yangına körükle giden sözlerini mi:
“Tükürdüklerini yalayacaklar!”
Kimler yalayacak tükürdüklerini?
Meclis’e girdikleri halde yemin etmeyen CHP milletvekilleri...
Devrim,siyasal,emperyalizm,demokrasi,faşizm
hikmet çetinkaya,
Köşe Yazıları,
makale
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)