Uğur Mumcu

Uğur Mumcu
Bu toplum, bedeninden hiç eksilmeyen yaralarla yaşıyor…

Gözden kaçanı, görülmeyeni, yok sayılanı, değer verilmeyeni, fark edilmeyeni fark ettirmek için...




Köşe Yazıları etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Köşe Yazıları etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

19 Şubat 2012 Pazar

Hortumcu demokrat! - Necati Doğru

Hortumcu demokrat! - Necati Doğru
Az lafla anlatmaktan yanayım. Yapılmamış darbeden ötürü hapse konulmuş generale vurarak “demokrat” olunamaz. 74 yıl önce ölmüş Mustafa Kemal Atatürk’e saldırarak da “demokrasi”  geliştirilemez.
Demokrat mısın!
Şeffaf olacaksın.
Görünür duracaksın.
Devlet parası 2 yoldan soyuluyor .
Devlet mal alırken.
Devlet malını satarken.
Devletin soyulmasını iyi anlatabilmek için “hortumculuk” deyimi bulundu. Hortumculuğu en aza indirebilirsen o zaman ülkeye “gerçek demokrasinin” gelmesine hizmet etmiş olacaksın.
Herkes biliyor.
Hortum çarkının 3 ayağı var.

9 Temmuz 2011 Cumartesi

Uğur Mumcu - Sorumlu Olmak

Demokratik toplumlarda bir kişiye yapılan haksızlık bütün topluma karşı yapılmış sayılır. Bu bilinç yerleşmedikçe haksızlıkların adaletsizliklerin önüne geçmeye olanak bulunamaz. - Bana dokunmayan yılan bin yaşasın.. felsefesi toplumun bütün bireylerini sarar ve bir çok insan:
- Adam sen de.. bencilliği ve bireyciliğiyle yetişir. Herkes kendi küçük dünyasının kabuklarında, sessiz sedasız yaşamayı hüner sayar.

6 Temmuz 2011 Çarşamba

Uzlaşma Kültürü... - Hikmet Çetinkaya Köşe Yazısı

Yazı masamın başındayım... Gündem yoğun. Siyaset mi yazsam yoksa gazetelerin manşetinden düşmeyen şike depremini mi?
Yok yok!
Yağmalanan koylarımızı mı, büklerimizi mi, çokuluslu altın avcılarını mı, kentlerden sağlanan rantı mı, yoksa Başbakan Erdoğanın yangına körükle giden sözlerini mi:
Tükürdüklerini yalayacaklar!
Kimler yalayacak tükürdüklerini?
Meclis’e girdikleri halde yemin etmeyen CHP milletvekilleri...

26 Mart 2011 Cumartesi

İnsan niçin bayılsın yemek yerken?

İmambayıldı BİRLEŞİK yazılır; çünkü dilbilgisi kurallarına göre ayrı iki sözcüğü yan yana getirerek oluşan tek sözcüklü bir yemek adıdır. Türk mutfağının gözdelerinden biri olduğu için önemli yabancı konuklara verilen resmi ziyafet mönülerinde yer alır çoğu zaman. Konuğunuz bu enfes yemeğin niçin böyle adlandırıldığını sorunca ne diyeceğinizi şaşırırsınız. Lezzetine imamın bile bayıldığını söyleseniz, bayılmanın “çok beğenme” anlamını bilmeyen ve daha önceki bir ziyafette “karnıyarık” adlı bir başka patlıcan yemeği yemiş olan konuğunuz, bu açıklamanın üstüne karın yarılması dehşetini de ekleyerek pek inandırıcı bulmaz sözlerinizi; ama masada tatsızlık çıkarmama diplomatlığıyla “kimmiş o imam” diye sormaz. Kibarlığından açıkça söylemese de ister istemez karanlık olasılıkları aklından geçirdiğini sezersiniz yüzüne bakınca.

Kendine göre haksız da değildir. İnsan niçin bayılsın yemek yerken? Fiziki nedenler dışında, olsa olsa, ancak çok kötü haber duyunca düşüp bayılanlar olur, örneğin.