Uğur Mumcu

Uğur Mumcu
Bu toplum, bedeninden hiç eksilmeyen yaralarla yaşıyor…

Gözden kaçanı, görülmeyeni, yok sayılanı, değer verilmeyeni, fark edilmeyeni fark ettirmek için...




24 Ekim 2010 Pazar

İşte İnsanlık Tarihinin Unutulmaz Devrimi > 91. yılında Ekim Devrimi

91. yılında Ekim Devrimi!











İşte insanlık tarihinin unutulmaz devrimi. Eski kadim bir uygarlıktan kalan harabeler gibi unutulmaya daha doğrusu unutturulmaya yüz tutmuş olsa da bütün insanlık tarihinin muhtemel en önemli olaylarından birisinin yıldönümündeyiz.

Rusların eski kullandığı takvimde Ekim 1917’e denk geldiği için bütün dünyada Ekim devrimi diye bilinen Bolşevik ihtilalin yıldönümü bugün.

Burada üzerine kitaplar yazılan bu tarihsel olayı kapsamlı bir şekilde ele alma imkanımız yok, sadece kısa bir hatırlatma yapmakla yetineceğiz.

1917’i hatırlatırken 1905 devrimini es geçmek olmaz. Çünkü Troçki’nin deyişiyle 1905 devriminde sadece 1917’nin provası yapılmamış, aynı zamanda Rus siyasal düşüncesinin belli başlı tüm grupları çıkmıştır. Keza Troçki de 1905’de Petersburg Sovyeti'nin başkanı olarak parlamıştır.

Tarih bazen garip tesüdüflerle yol alır. Petersburg’un büyük lokomotif fabrikasında işçiler işten atılmıştır.

Doğrudan devlet destekli sendika çalışmaları yapan papaz Gapon’a giderler. Gapon 'Çar babaya' birçok Rus gibi tanrı gibi inanmaktadır. Ve amacı işçileri Çar'a götürerek tepkileri yumuşatmak, olayların büyümesini engellemektir. Fakat bu 'iyi niyet' büyük bir felakete yol açacaktır.


200 bin işçi, 22 Ocak günü 1905’te Kışlık saraya doğru yürüyüşe geçer. Çocuk ve kadınlar en önde, ellerinde aziz ve Çar portreleri ile yürümektedir.

Çar ise saraydan kaçmış, yerini polis şeflerine bırakmıştır. Acımasızca halkın üzerine ateş açarlar. ’Kanlı Pazar’da 500 kişi ölür, 3000 kişi ise yaralanır. Rahatlıkla söylenebilir ki 1905 devrimi yenilgiye uğramış olsa da, Rusya’nın ezilenleri ile Çar babaları arasındaki kopan manevi bağ bir daha asla iktidar tarafından tamir edilememiştir.



1917 devriminin kıvılcımı 1912 yılında Lena greviyle çakılır. Jandarma işçilerin üzerine ateş açar ve 500 kişi ölür. 1 Mayıs’a o yıl 400 bin işçi katılmıştır. Savaşın başladığı 1914 yılına gelindiğinde 1 milyon 500 bin işçi grevdedir.


1905 yılında ortaya çıkan siyasal gruplar yeniden güçlenmiştir. Fakat Birinci Dünya Savaşı ve esen milliyetçi rüzgar bu gelişmeyi durdurur. Düzen karşıtı grupların bir kısmı savaşta iktidarın yanına çekilir.

Bolşeviklerin lideri Lenin’in savaş döneminde ortaya attığı ‘devrimci yenilgi’ stratejisi bu atmosfer içinde kabul görmez



Fakat Rusya’nın cephede aldığı art arda yenilgiler ile bu hava çok çabuk dağılır. Ordu kargaşa içinde geri çekilmektedir. Açlık ve sefalet artık her yerdedir.

Önce Rusya bir dizi saray darbesine tanık olur, çarı avuçlarının içine aldığı iddia edilen meczup papaz Rasputin öldürülür. Fakat kaos ortamı denetim altına alınabilir olmaktan uzaktır.
1917 yılının kış aylarında açlık şehirlerde kol gezmeye başlar. Barış ve ekmek artık temel taleplerdir. 13 ve 14 Şubat’ta yüz binlerce kişinin katıldığı gösteriler düzenlenir. Ekmek karneye bağlanır, dükkanlar yağmalanır. Ama asıl patlama 1905 devriminde olduğu gibi Putilov işçilerinden gelir.

Grev kararı Dünya Emekçi Kadınlar Günüyle birleşir, 23 Şubat’ta binlerce kadın ekmek ve barış sloganlarıyla donmuş ırmağı geçerek Başkentin merkezine doğru yürüyüşe geçer.

Devrim başlamıştır. Sloganlar ‘Kahrolsun Çar’a’ dönüşür. 27 Şubat’ta askerler ayaklanır. Dört gün içinde Çar tahttan çekilir. Resmi verilere göre Şubat devriminde 1315 kişi ölmüştür.




28 Şubat’ta devrim amacına ulaştığında geleceğe yön verecek önemli netice ile karşı karşıya kalınır. Devrim ikili iktidar doğurmuştur: Duma komitesi ve işçi sınıfının Sovyetleri.

Bu sırada sosyalist hareketin önemli isimleri ülkede değildir. Ve ayaklanma sırasında da neredeyse hiçbir etkileri yoktur. Lenin daha birkaç ay önce artık devrimi göreceğini sanmadığını itiraf etmiştir. Her şey birden bire olur.

2 Mart’ta Duma ve Sovyetler anlaşır. Temel özgürlüklerin tanınması, oy hakkı, askerlere yönelik haklar ve genel af gibi taleplerin karşılığında liberal bir hükümet tanınır. 3 Mart’ta Çar 2.Nikolay’ın tahtı kardeşine bıraktığını öğrenen halk ayaklanır.

Grandük Mihail de tahttan çekilir. Romanov hanedanı çökmüştür.


Devrimin burjuvaziye bırakılması başlangıçta herkese makul gelmiştir. Çünkü Marksist devrim şablonuna göre feodalizme karşı yapılan bu devrimin önderi doğal olarak sermaye sahipleriydi.

Petersburg’a gelen ilk Bolşevik önderler Stalin ve Kamanev de bu fikirdeydi. Bütün bir Rus muhalif hareketi kısa zamanda ülkeye akın etti. Ve neredeyse hepsi Sovyetlerde kendine yer buldu.

Kısa sürede işçiler sekiz saatlik iş günü hakkını elde eder ve fabrikalarda işçi denetimi için komiteler kurar. Köylüler örgütlenip toprak taleplerini dillendirmeye başlar. 1 no’lu kararname ile asker komitelerinin aşağıdan yukarı seçilmesi sağlanır.

Askerlere tüm burjuva yurttaşlık hakkı tanınır. Devrimin ilk günlerinde zayıf ve örgütsüz olan Bolşevikler işte bu asker Sovyetleri içerisinde örgütlenir.



Fakat barış talebi hala uzaktır. Liberal hükümet daha 4 martta savaşı zaferle sonuçlandırma kararlılığını açıklar.

Nisan olayında iki önemli olay olur. Menşeviklerin ve Sosyalist devrimcilerin girişimiyle Sovyetler düzenli bir işleyişe kavuşturulması ve Lenin’in ülkeye geri dönüşü.

Lenin’in nisan tezleri Marksist devrim şablonunu yerle bir etmektedir. Lenin sürecin burjuva devrimi aşamasının tamamlandığını iddia eder. İktidar ele geçirilmeli ve savaş sona erdirilmedir. Lenin’e göre: Güvenlik güçleri, ordu ve devlet bürokrasisi ortadan kaldırılmalı, Büyük özel mülkler müsadere edilmeli, araziler millileştirilmelidir. Üç slogan önerir: “Kahrolsun savaş’, ‘Kahrolsun Geçici hükümet’, ‘Bütün iktidar Sovyetlere.”

Bolşevikler ikna olmaz ve Lenin azınlıkta kalır.



18 Nisan’da hava değişir. Dışişleri Bakanı Milyukov’un dış ülkelere Sovyetlerin ilhaksız barış taebini iletmediği anlaşılır. Halk ayaklanır. İlk kez sokaklarda ‘Hükümet istifa, bütün iktidar Sovyetlere’ sloganı duyulur.



5 Mayısta kurulan yeni hükümete Sosyalist Devrimciler ve Menşevikler de girer. Artık sokaklar Bolşeviklerindir.

3 Haziran günü I. Tüm Rusya İşçi ve Asker Temsilcileri Sovyetleri Kongresi toplandı. Kongrede oy hakkını sahip 822 delegenin 285'i Sosyalist-Devrimci, 248'i Menşevik ve 105'i Bolşevik'ti. 4 Haziran günü Menşevik Posta ve Telgraf Bakanı Çeretelli kürsüye çıktı ve şöyle konuştu:

"Şu anda hiçbir siyasi parti, 'iktidarı bize verin, yerinizi biz alalım' diyecek durumda değildir.
Rusya'da böyle bir parti yoktur."

Bu sözler üzerine Lenin, yerinden şöyle seslendi: "Evet, böyle bir Parti vardır!."



Yeni geçici hükümet ise aslında cephede yenilir. Savaş Bakanı Kerenski’nin itmesiyle, ‘Şubat’ın kazanımlarını korumak için büyük sıçrama’ sloganıyla Rus ordusu Haziran’da Almanlara karşı saldırıya geçer. Sonuç büyük bir yenilgi ve güven kaybıdır.



‘Temmuz günleri’

Temmuz’da hükümet Bolşeviklerin en güçlü yerlerden biri olan 1. Topçu Birliğini cepheye göndermeye kalkar. Birlik ayaklanır. Kronstand denizcileri de karaya çıkıp ayaklanmaya katılır. 17 temmuz’da Tavride sarayı önündeki gösteriye ateş açılır. Onlarca kişi ölür.

Lenin kararsızdır. Hükümet sıkıyönetim ilan edip Bolşevikleri tutuklar. Lenin’i Alman ajanlığı ve ihanet ile suçlar. Lenin Finlandiya’ya kaçar.

Lenin buradaki sürgün günlerinde ‘Devlet ve Devrim'i yazar.



Temmuz günlerinden Geçici hükümet galip çıkar Kerenski cephede ölüm cezasının geri getirilmesi, köylü isyanlarının zorla bastırılması gibi sert önlemleri hayata geçirir.



27 Ağustos’ta general Kornilov Kazak ordularını Petersburg’a saldırı emrini verir. Bunun üzerine Askeri Devrimci Komite kurulur. On binlerce işçi silahlanır. Gerici darbe kısa sürede bastırılır. Kornilov darbesini desteklemiş olan meşruiyetçi-demokratlar etkisini tamamen yitirir.

Bolşevikler Nisan’da 80 bin olan üye sayısını Ağustos’da 240 bine çıkarırlar.

31 Ağustos’ta Petersburg Sovyetinde Bolşevikler tarafından sunulan Geçici hükümete yönelik güvensizlik önergesi 115’e karşı 279 oyla kabul edilir. 25 Eylül’de Troçki Petersburg Sovyeti’nin Başkanı seçilir.

Troçki İkinci Tüm Rusya Sovyetler Kongresinin çağrısını yapar, toplantının 20 Ekim’de yapılmasına karar verilir.



Lenin 13 Eylül’de Finlandiya’dan Bolşevik Partisi Merkez Komitesi’ne ‘Bolşevikler iktidarı almalıdır, Marksizm ve Ayaklanma’ mektuplarını gönderir.

Ayaklanma için beklememek gerektiğini belirterek Bolşeviklerin fabrika ve kışlalarda hazırlık yapmalarını önerir. 16 Merkez Komite üyesi bu öneriyi reddeder.
‘Bolşeviklere destek çıkacak ‘meşru’ bir çoğunluğu beklemek naiflik olacaktır, hiçbir devrim bunu beklemez… İktidarı şu an ele geçirmezsek tarih bizi affetmeyecektir (Lenin)”

Lenin vazgeçmez Finlandiya’dan dönüp parti tabanına doğrudan seslenir. 10 Ekim’de Bolşevik Merkez Komitesi ‘Silahlı ayaklanma’ kararını alır.

16 Ekim’de Zinovyev ve Kamanev ayaklanmasının ertelenmesini talep eder. Teklifleri reddedilir.

Kamanev bu tavrını Gorki’nin Yeni Hayat gazetesinde ertesi gün açıklar. Artık herkes devrim kararını bilmektedir



24 Ekim gecesi Geçici Hükümetin karargahı Kışlık Saray kuşatır. 25 Ekim sabahı Kerenski saraydan bir sırp subayı kılığıyla kaçar.



Lenin aynı sabah bir bildirge yazıp yayınlar: “Geçici hükümet görevden alınmıştır. Hükümetin görevi Petrograd işçi ve asker temsilcileri Sovyeti’ne, proleterya ve Petrograd garnizonunun başına geçen devrimci askeri komiteye geçmiştir. Halkın uğruna savaş verdiği hedefe –acil ve demokratik barış önerisi, mülkiyet haklarının bastırılması, üretimin işçiler tarafından denetlenmesi ve bir Sovyet hükümetinin kurulması- ulaşılmıştır.



26 Ekim gecesi kadınlardan oluşan bir birlik dışında artık neredeyse terk edilmiş Kışlık Saray birkaç yüz kişilik bir birlik tarafından ele geçirilir.



Lenin ve Troçki herkese karşı haklı çıkmış sürekli ya da kesintisiz devrim tezi başarıya ulaşmıştır.



Geçici hükümetin üyeleri tutuklanır. Ekim devrimi Bolşeviklerin önderliğinde gerçekleşmekle birlikte ortaya çıkan iktidar aslında bir koalisyona dayanmaktadır.



İkinci Tüm Rusya Sovyetler Kongresi aynı gün toplanır, Sol Sosyalistler ve Enternasyonist Menşevikler de devrime destek verir. Artık bütün iktidar Sovyetlerdedir. (Fotoğraf: Petrograd sovyetinde bir toplantı günü)



Ekim devriminin gerçekleşmesi Lenin'in deyişiyle 'Bir tüyü yerden almak' kadar kolay olmuştur. Fakat iç savaş yaklaşmaktadır ve çok çetin geçecektir. Bolşevikler ölüm, açlık ve savaşla sınanacaktır.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder