Uğur Mumcu

Uğur Mumcu
Bu toplum, bedeninden hiç eksilmeyen yaralarla yaşıyor…

Gözden kaçanı, görülmeyeni, yok sayılanı, değer verilmeyeni, fark edilmeyeni fark ettirmek için...




7 Temmuz 2011 Perşembe

Kitap Özetleri, Kitap Özeti: O Büyülü İnsanlar - Zeynep Oral

Kitap Özetleri, Kitap Özeti: O Büyülü İnsanlar - Zeynep Oral: "'Bunları herkes bilsin diye yazıyorum' İnsanı 'insan' kılan çağdaş ve evrensel değerleri yüceltmek için gazetecilik yapıyor. Bunu herkes..."

Son haberler.Spor, Finans, Kültür Sanat Magazin, Ekonomi, Dış Haberler, Politika Haberleri

6 Temmuz 2011 Çarşamba

Uzlaşma Kültürü... - Hikmet Çetinkaya Köşe Yazısı

Yazı masamın başındayım... Gündem yoğun. Siyaset mi yazsam yoksa gazetelerin manşetinden düşmeyen şike depremini mi?
Yok yok!
Yağmalanan koylarımızı mı, büklerimizi mi, çokuluslu altın avcılarını mı, kentlerden sağlanan rantı mı, yoksa Başbakan Erdoğanın yangına körükle giden sözlerini mi:
Tükürdüklerini yalayacaklar!
Kimler yalayacak tükürdüklerini?
Meclis’e girdikleri halde yemin etmeyen CHP milletvekilleri...

4 Temmuz 2011 Pazartesi

Azim ve İnat Arasında Ne Fark Vardır?.. - Erdal Atabek

Üç yaşında bir çocuk, oyuncakçı dükkânında tepinmeye başladığı zaman anne baba birbirlerine bakarlar:
Gene başladı bizimki”.
Gene başlamıştır.

30 Haziran 2011 Perşembe

Türkiye'nin çocuk gelinleri

The Guardian tarafından yayınlanan bir makalede, çocuk gelin sorunun sadece Türkiye'nin doğusunda ve Kürt bölgelerinde yaşanmadığı, bu sorunun Türkiye'nin her yerinde görüldüğü vurgulanarak, Türkiye'nin çocuk gelinler oranında Zambiya ve Tanzanya gibi Afrika ülkeleri ile aynı düzeyde olduğu belirtildi.
Alışmadık Alışmayacağız- Dünya'nın en büyük 17. ekonomisine sahip Türkiye'nin çocuk gelinleri batının dikkatini çekmeye devam ediyor. The Guardian gazetesi tarafından yayınlanan bir makalede, çocuk gelin sorunun sadece Türkiye'nin doğusunda ve Kürt bölgelerinde yaşanmadığı, bu sorunun Türkiye'nin her yerinde görüldüğü vurgulanarak, Türkiye'nin çocuk gelinler oranında Zambiya ve Tanzanya gibi Afrika ülkeleri ile aynı düzeyde olduğu yazıldı.
İngilterenin önemli gazetelerinden The Guardian'ın yer verdiği bir makalede, Başbakan Recep Tayip

27 Haziran 2011 Pazartesi

Mısır : ‘DEVRİMİ ONLAR BAŞLATTI AMA BİZ YAPTIK’

DEVRİMİ ONLAR BAŞLATTI AMA BİZ YAPTIK’ Kafede oturanların çoğu, diğer milyonlarcası gibi Tahrir Meydanı’ndaydı ama devrimin ardından sadece olacakları bekliyorlar. “Devrim kendi önderini yaratır mı, ya da siz neden aktif olarak süreç içerisinde yer almıyorsunuz ?” sorusunu ise genellikle “biz kendi hayat uğraşımız içinde yeterince yoruluyoruz, beklemek en mantıklısı” diyerek yanıtlıyorlar. Onlara bir süre önce orta-üst sınıf mevcudu gençlerle yaptığım konuşmadan bahsediyorum. Biz konuşurken bir arkadaşıyla birlikte Arap Tavlası oynayan bir genç başını kaldırıyor ve konuşuyor. “Devrimin ateşleyicilerinden biri elbette Facebook ve Twitter’dı ancak insanlar Cuma namazı sonrası orada toplandı. Bir anda milyonlar değil, farklı noktalardan gelen binler birleşerek bu devrimi gerçekleştirdi. Biz gerçekleştirdik, onlar sadece başlangıcıydı”.
“Peki ya süreç tersine işler, her şey Mübarek döneminden kötü olursa?” diye soruyorum. “O zaman yine onlar internetlerinde bir şey yapar ama meydanlarda yine biz oluruz, Mısır’ın yoksul halkı” diye cevaplıyor.
Akşam saatlerinde Tahrir Meydanı

Mısır : ZENGİNLER ‘AYDIN’, FAKİRLER ‘AKTİVİST’

ZENGİNLER ‘AYDIN’, FAKİRLER ‘AKTİVİST’ Mısır ekonomisi son yıllarda yolsuzluk başta olmak üzere bir çok nedenden dolayı iflas noktasında gelmişti. Ülkedeki gelir dağılımı arasındaki uçurum Kahire’de de kendini gösteriyor. Kent merkezi ve çevresinde örneğin ‘Downtown’ olarak ifade edilen bölgede ya da İslami Kahire olarak geçen El-Ezher bölgesinde halkın yaşadığı yoksulluğu tanımlamak bile zor.

Devrimin ardından Mısır ‘EMEK, ÖZGÜRLÜK,ONUR

 ‘EMEK, ÖZGÜRLÜK,ONUR’ Mısır nüfusunun yüzde 70’ini, ülkedeki işsizlerin yüzde 80’ini oluşturan gençler de yaşlı kadınla benzer yanıtlar veriyor. Biz tüm dünyaya Mısırlıların onurlu insanlar olduğunu gösterdik diyor. Hissettiklerini belki de en iyi Tahrir Meydanı’ndaki gençlik liderlerinden Larbi bana Tahrir meydanını gezdirirken anlatıyor. “Bizim üç sloganımız vardı, emek özgürlük ve onur. Bunları kazandıktan sonra diğer haklarımızı da elde edebiliriz. Mısır halkı yıllardır kabulleniş içindeydi. Bir kere başkaldırdık, süreç adaletsizleşirse yine başkaldırabileceğimiz ve hakkımızı alabileceğimiz biliyoruz.”
Öte yandan Larbi’nin ve onun gibi bir çok gencin aklında soru işaretleri de var. Yeni anayasa sürecinin sancılı geçtiğini söylüyorlar. Bunun en önemli nedeni olarak da demokrasi eksikliğini gösteriyorlar. Konuştuğum gençlerden biri, “bir yerde 20 kişiden fazla toplanarak bir aktivite gerçekleştirme deneyimimiz bile yok” diyor.
25 Ocak yazılı t-shirtler, atkılar ve kefiyeler... Devrim kendi sektörünü yarattı. 
PARTİ ENFLASYONU: 80’DEN FAZLA PARTİ KURULDU Gerçekten de Mısır, 25 Ocak devriminin ardından değişim dönemini sancılı geçiriyor. Ülkede son birkaç ayda 80’den fazla parti kuruldu, farklı düşünceler arasındaki bölünmeler sıkça yaşanıyor. Üstelik partiler kurulmuş da olsa planlarından örgütlenmelerine birçok sıkıntı yaşanıyor. Bu kadar çok parti kurulsa bile hem partiler hem de ülkenin büyük çoğunluğu kendilerini Eylül ayında yapılacak seçimlere hazır hissetmiyor.