Uğur Mumcu

Uğur Mumcu
Bu toplum, bedeninden hiç eksilmeyen yaralarla yaşıyor…

Gözden kaçanı, görülmeyeni, yok sayılanı, değer verilmeyeni, fark edilmeyeni fark ettirmek için...




26 Ocak 2012 Perşembe

Türkiye'nin Ezber Bozan Sıradışı Haber Gazetesi: 78'lilerden tutuklama dilekçesi

Türkiye'nin Ezber Bozan Sıradışı Haber Gazetesi: 78'lilerden tutuklama dilekçesi: http://www.yasamoyunu.net/yasarken/21913-78liler.html 78'lilerden tutuklama dilekçesi 78'liler Dayanışma ve Araştırma Dernekleri Federa...
78'liler...
Son haberler.Spor, Finans, Kültür Sanat Magazin, Ekonomi, Dış Haberler, Politika Haberleri

Bekir Coşkun, Uğur Mumcu'nun katili / Hâlâ soracak mısınız: “Uğur Mumcu’yu kim öldürdü?..”

Bekir Coşkun, bugün kaleme aldığı 'Öldürmeye Devam Ediyorlar...' başlıklı yazısında 'Uğur Mumcu'nun gerçek katillerini hâlâ bilmiyor musunuz?..' diye soruyor...

Öldürmeye Devam Ediyorlar...

Uğur Mumcu’nun gerçek katillerini hâlâ bilmiyor musunuz?..

O zaman tüm bu kıyımı, tüm bu zulmü, tüm bu yıkımı ve yok edişi kimlerin yaptığının da farkında değilsiniz...

*

Ne yapabiliriz ki?..

Nasıl anlatmalı o zaman?..

Nasıl?..

25 Ocak 2012 Çarşamba

Adaletsizlikler sizin suskunluğunuzdan,eylemsizliğinizden güç alır! - Ugur Mumcu

 
“Bir kişiye yapılan haksızlık,bütün topluma ve insanlığa karşı işlenmiş bir suçtur.Susmayı yaşam,biçimi haline getirirseniz,ülkedeki adaletsizlikler sizin suskunluğunuzdan,eylemsizliğinizden güç alır! Gözlerin varsa göreceksin,Kulakların varsa duyacaksın.Ellerin varsa uzatacaksın"( 20 Ocak 1975). UĞUR MUMCU

Siyasi Forum Siyasi-Politik Haber - Makale - Yazılar -- Sosyoloji Toplum bilimi , sosyoloji ders notları

Uğur Mumcu'nun neden öldürüldüğünü düşünen, yazan yok!

 Erdal Sarızeybek Yazdı: BİR UĞUR MUMCU ANALİZİ, TARİHE NOT DÜŞMEK İÇİNDİR…



Bakıyoruz medyaya, görüyoruz ki Uğur Mumcu’nun yurtseverliği, Atatürkçülüğü, özgürlük ve bağımsızlık tarafı ön planda ve övgüler, hep övgülerle anılıyor… Ama neden öldürülmüş olduğu yolunda bir açıklama yok, üstelik kendini çok seven arkadaşları kaleminden de pek yok… Neden? Ne yani bu işin ardında İsrail yok mu? Peki ya ABD, BOP’tan söz edilmez mi hiç? Ya AB, Avrupa, Roma’nın çocukları, Bizans’ın torunları, onların hiç mi parmağı yok bu işte?

Vurulan, parçalanan Mumcu’lar, Aksoy’lar, Kışlalı’lar, Üçok’lar biziz; yine haklı sensin HOCA!

 Senin de iki elin, iki ayağın var mı? Var…
O halde nedir seni benden ayırıp, kahpe yapan?
Her satırını titreyerek okuduğum “Kutsal İsyan”ın yazarı Hasan İzzettin Dinamo, bir şiirinde,
“İnsanın kahpesi,
Ne arslana, ne kaplana benzer.
İnsanoğlunun kahpesi,

24 Ocak 2012 Salı

Uğur Mumcu’nun” sözleri, Aziz Nesin’in öyküleri TRT’ye konuk olmaları engellendi.

 Sansürsüz bir TRT yazısı

G. Gürkan Öztan


Modern çağın en önemli iletişim araçlarından olan radyo ve televizyon, Türkiye’de 90’lı yıllar öncesi kuşak için neredeyse TRT ile özdeş bir anlam ifade etmekteydi. Tüm politik baskılara ve yasakçı yönetimlere rağmen TRT, bir ‘okul’ olma özelliğini sürdürmekteydi. Zaman içersinde özel radyo ve televizyon kanallarının yayın hayatına başlaması ile birlikte, sözün tam karşılığı ile

Uğur Mumcu - Sesleniş

 Sesleniş / Uğur Mumcu
Dağ gibi karayağız birer delikanlıydık. Babamız sırtında yük taşıyarak getirirdi aşımızı, ekmeğimizi.
Arabalar şırıl şırıl ışıklarıyla caddelerden geçerken bizler bir mumun ışığında bitirirdik kitaplarımızı. Kendimiz gibi yaşayan binlerce yoksulun yüreğini, yüreğimizde yaşayarak katıldık o büyük kavgaya. Ecelsiz öldürüldük. dövüldük, vurulduk, asıldık.




Vurulduk ey halkım, unutma bizi...



Yoksulluğun bükemediği bileklerimize çelik kelepçeler takıldı. İşkence hücrelerinde sabahladık kaç kez. İsteseydik, diplomalarımızı, mor binlikler getiren birer senet gibi kullanırdık. mimardık, mühendistik, doktorduk, avukattık. yazlık kışlık katlarımız, arabalarımız olurdu. Yüreğimiz, işçiyle birlikte attı. Yaşamımızın en güzel yıllarını, birer taze çiçek gibi verdik topluma. Bizleri yok etmek istediler hep. Öldürüldük ey halkım unutma bizi...

Uğur MUMCU / Bir Kişiye Yapılan Haksızlık

 BİR KİŞİYE YAPILAN HAKSIZLIK

"Bir kişiye yapılan haksızlık,
bütün topluma karşı
işlenmiş bir suçtur.
bu bilinci paylaşmak ve
bu sorumluluğu yerleştirmek
zorundayız.
Uygarca paylaşılan sorumluluk bilinci,
özgürlüğün de,
demokrasinin de
tek güvencesidir.
Bu güvence sağlanmadıkça,
demokrasinin temeline
tek bir taş bile konmuş olamaz.
Unutmayalım ki "cesur bir kez,
korkak bin kez ölür".
Önemli olan,
insanın böyle bir toplumda
"mezar taşı" gibi
suskunluk simgesi
olmamasıdır."

Uğur Mumcu

Siyasi Forum Siyasi-Politik Haber - Makale - Yazılar -- Sosyoloji Toplum bilimi , sosyoloji ders notları

Uğur Mumcu Az İlerde... - Mustafa Balbay Köşe Yazısı

 
Uğur Mumcu’nun katledilişinin üzerinden 19 yıl geçti. Onun “araştırmacı gazeteci”, “Kalpaksız Kuvvacı” kişiliği
dikkate alındığında Türkiye’nin bugünkü görünümüne bakıp şu yorumu yapabiliriz:
Uğur Mumcu’nun kanı akmaya devam ediyor!

Yaşayan Uğur Mumcu’dan Hukuk Dersleri... - “Huk ukçuyum” diye geçinen birtakım kişilere gerçek bir hukuk dersi!...

 
“Hukuku, egemen güçlerin bir baskı aracı yapmak isteyen iktidarlar, her ülkede hukukçuların vicdanlarına ipotek koymak istemişlerdir. Böyle dönemlerde, hukukun yerini, yasadışı yargılar ve korkular almıştır.”
***
“Hukuk artık siyasal kan davalarının birer aracı olmaktan kurtarılmalıdır .”

Uğur Mumcu Belgeseli Karlı Sokak 2

 24 Ocak 1993 yılında hain bir bomba ile öldürülen gazeteci yazar Uğur Mumcu'nun biyografisini ve yakın dostları ile yapılan röportajları içeren belgesel film...

Röportajlar:
Ceyhan Mumcu (Uğur Mumcu'nun ağabeyi)
Öcal Benningtan (Uğur Mumcu'nun çocukluk arkadaşı)
Işık Kansu (Cumhuriyet Gazetesi yazarı)
Yaşar Okuyan (Eski Devlet Bakanı)
Zeki Sezer (DSP Eski Genel Başkanı)
(...)

Yönetmen: Ali Murat AKBAŞ

Uğur Mumcu 15 Yıl Önce Bugün Belgeseli



Uğur Mumcu 15 Yıl Önce Bugün Belgeseli

Siyasi Forum Siyasi-Politik Haber - Makale - Yazılar -- Sosyoloji Toplum bilimi , sosyoloji ders notları

Bu Kalp Seni unutur mu?

 Yıllar geçse de üstünden

Gazeteci Uğur Mumcu ölümünün 18. yıldönümünde binlerce kişinin katıldığı törenle anıldı.








Unutmadık ! Unutmayacağız !

Uğur Mumcu - Çağın Suçu E-Kitap



Okumak için TIKLA

Siyasi Forum Siyasi-Politik Haber - Makale - Yazılar -- Sosyoloji Toplum bilimi , sosyoloji ders notları

Yaşamda ve Yargıda Devrimci Duruş: Halit Çelenk

Halit Çelenk’in meslek yaşamının en yoğun yıllarını yaşadığı dönem, Türkiye’nin çok şiddetli toplumsal ve siyasal çalkantılardan geçtiği bir dönem. İşte bu ortamlarda, Halit Bey’in hukuk, demokrasi ve insan hakları savunucusu olarak üstlendiği görevlerin çetinliği daha bir belirginleşiyor.

Sakıncalı Piyade | Uğur Mumcu

 Mumcu’nun eşi Güldal Mumcu’yu ziyaretleri sırasında dönemin Başbakanı Süleyman Demirel, Başbakan Yardımcısı Erdal İnönü ve İçişleri Bakanı İsmet Sezgin, “cinayeti çözmenin, devletin namus borcu olduğu”nu belirterek adeta namus sözü verdiler (1993). Suikastçı ve arkalarındaki güçler Ocak 2011 itibarıyla hâlâ net bir şekilde açığa çıkarılamadı.
Uğur Mumcu’nun zihinlerimize kazınmış eserlerinin başında “Sakıncalı Piyade” isimli kitabı gelir. Kitap Rutkay Aziz tarafından tiyatro oyununa da çevrilmiştir. Bu kitap hakkındaki önsözde Aziz Nesin şöyle diyor:
“Ellerin dert görmesin Uğur Mumcu! “Sakıncalı Piyade”yi yazdığın için, eline sağlık, ağzına sağlık, canına sağlık…

Uğur Mumcu'yu Anıyoruz!

Türkiye anıyor

Aracına yerleştirilen bombanın patlaması sonucu 24 Ocak 1993'te yitirdiğimiz Cumhuriyet gazetesi yazarı Uğur Mumcu, yurt genelinde anılıyor.

ANKARA
Ankara’da Mumcu için ilk anma töreni bugün saat 11.00’de. Batıkent Uğur Mumcu Parkı’ndaki Uğur Mumcu Anıtı’na çelenk bırakılacak. Ardından saat 12.00’de, karanfiller ve mumlarla Mumcu’nun evinin önünde toplanılacak. Aynı gün Mumcu’nun Cebeci Asri Mezarlığı’ndaki gömütüne de anma ziyareti gerçekleştirilecek. Bunun yanı sıra Mumcu, Uğur Mumcu Araştırmacı Gazetecilik Vakfı’nın (um:ag) önderliğinde, sivil toplum kuruluşlarıyla birlikte düzenlediği “19. Adalet ve Demokrasi Haftası” etkinlikleriyle de anılacak. Bu yıl 19.’su gerçekleştirilecek etkinliğin başlığı “Yargısız Adalet, Adaletsiz Hukuk.”

Uğur Mumcu bugünleri anlattı

Uğur Mumcu bugünleri anlattı

Uğur Mumcu'nun hiçbir yerde yayımlanmamış konuşmalarını Işık Kansu yayına hazırladı. Yazı dizisi bugün Cumhuriyet'te...

Işık Kansu'nun hazırladığı yazıdizisinden Uğur Mumcu'ya ait çarpıcı sözler :

‘Onlar bir gün savcı olacak’

“İmam hatip okulları ne işe yarar? Bunlar imam hatip olmuyorlar. Yargıç, savcı oluyorlar, kaymakam oluyorlar. Yapılan bir araştırma kaymakam yetiştiren bölümlerdeki öğrencilerin yüzde 41’inin ilahiyat kökenli olduğunu gösterdi. 2000 yılına doğru baktığımızda vali ilahiyat fakültesi mezunu, emniyet müdürü İslam enstitüsü mezunu, kaymakam imam hatip mezunu olacak.”
Siyasi Forum Siyasi-Politik Haber - Makale - Yazılar -- Sosyoloji Toplum bilimi , sosyoloji ders notları

17 Ocak 2012 Salı

Ahmet Kaya - Cinayet Saati



Ahmet Kaya
Cinayet Saati

Album: Sarkilarim Daglara

CİNAYET SAATİ
Haliç'te bir vapuru vurdular dört kişi
Demirlemişti eli kolu bağlıydı ağlıyordu
Dört bıçak çekip vurdular dört kişi
Yemyeşil bir ay gökte dağılıyordu

Deli Cafer, İsmail, Tayfur ve Şaşı
Maktulün onbeş yıllık arkadaşı
Üç kamarot öteki ahçıbaşı
Dört bıçak çekip vurdular dört kişi

Cinayeti kör bir kayıkçı gördü
Ben gördüm kulaklarım gördü
Vapur kudurdu kuduz gibi böğürdü
Hiç biriniz orada yoktunuz

Demirlemişti eli kolu bağlıydı ağlıyordu
Onüç damla gözyaşı saydımAlllahına kitabına sövüp saydım
Şafak nabız gibi atıyordu
Sarhoşdum kasımpaşa'daydım

Hiç biriniz orada yoktunuz
Haliç'te bir vapuru vurdular dört kişi
Polis katilleri arıyordu
Deli Cafer, İsmail, Tayfur ve Şaşı

Üzerime yüklediler bu işi
Sarhoşdum kasımpaşa'daydım
Vapuru onlar vurdu ben vurmadımCinayeti kör bir kayıkçı gördü
Ben vursam kendimi vuracaktım.


Söz: Attilâ İlhan
Müzik: Ahmet Kaya
Siyasi Forum Siyasi-Politik Haber - Makale - Yazılar -- Sosyoloji Toplum bilimi , sosyoloji ders notları

Dink davasına en çarpıcı yorum! Video



Agos Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Hrant Dink’in öldürülmesine ilişkin 2’si tutuklu 19 sanığın yargılandığı davanın bugün görülen 25. duruşmasında İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi kararını verdi.

Sanıklardan Yasin Hayal ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına çarpıtırılırken Erhan Tuncel' cinayet davasında suçlu bulunmadı. Tuncel'e Mc Donald's bombalaması olayından ise 10 yıl 6 ay hapis cezası verildi.

CİNAYETİ KÖR BİR KAYIKÇI GÖRDÜ

Karara Dink’in avukatları ve sanatçı Ahmet Kaya’nın eşi Gülten Kaya çok sert tepki gösterdi. Gazetecilere karar sonrası bir açıklama yapan Gülten Kaya, ‘Bugün arkamızda gördüğünüz binada hepinizin gördüğü gibi bu ülkede hukuk çökmüştür. Bu hukuk sistemiyle cinayeti kör bir kayıkçı gördü şairin dediği gibi’ diye konuştu. Kaya şair Atilla İlhan’ın yazdığı ve Ahmet Kaya’nın seslendirdiği ‘Cinayet Saati’ şarkısıyla karara tepki gösterdi.

Siyasi Forum Siyasi-Politik Haber - Makale - Yazılar -- Sosyoloji Toplum bilimi , sosyoloji ders notları

Hrant Dink : 'Üç-beş kendini bilmez öldürmüş!

Dink davasındaki kararı değerlendiren avukat Fethiye Çetin, "Dalganın en büyüğünü en sona saklamışlar. Meğer Hrant Dink üç-beş kendini bilmez tarafından öldürülmüş. Biten bir komedi dosyasıdır" dedi.

Hrant Dink'in ailesinin avukatı Fethiye Çetin, mahkemenin kararı açıklamasının ardından Beşiktaş'taki İstanbul Adliyesi önünde yaptığı açıklamada, verilen kararın, yerleşik bir geleneğin bozulmadığını ve hiçbir şekilde bozulmasına izin verilmediği anlamına geldiğini söyledi.
Bu geleneğin, ''devletin siyasi cinayetler geleneği ve devletin bir kısım vatandaşını ötekileştirerek yabancılaştırma geleneği'' olduğunu söyleyen Çetin, şunları kaydetti:

Kübalıların Kalbideki Nâzım Sevgisi > Nâzım'la Küba'da (yazıdizisi)

Nâzım'la Küba'da

Zeynep Oral, Küba izlenimlerini ve Kübalıların kalbideki Nâzım sevgisini okurlarına aktarıyor.




Sizleri de peşime takıp yola devam etmeden, baştan söylemeliyim diyor Zeynep Oral, gittiğimiz her yere müzik, salsa ritmi, şarkı ve dans egemendi. Oral'ın hazırladığı "Nâzım'la Küba'da" yazıdizisini okumak için aşağıdaki linkleri tıklayınız:

Nâzım'la Küba'da/ 1 ( Zeynep Oral yazıdizisi )

Nâzım'la Küba'da/ 2

Nâzım'la Küba'da /3

Siyasi Forum Siyasi-Politik Haber - Makale - Yazılar -- Sosyoloji Toplum bilimi , sosyoloji ders notları

8 Ocak 2012 Pazar

Metin Göktepe katledilişinin 16.yılında anıldı

Ümraniye Cezaevi'nde operasyonda öldürülen 2 tutuklunun cenazesini izlemek için gittiği Alibeyköy'de polisler tarafından gözaltına alındıktan sonra dövülerek öldürülen Evrensel Gazetesi muhabiri Metin Göktepe mezarı başında anıldı.

Mezarlığa kadar yürüyüş yapan Metin’in gazeteci arkadaşları, anma töreninde yaptıkları konuşmalarda aradan 16 yıl geçmesine karşın gazeteciler üzerindeki baskı ve tutuklamaların sürdüğüne dikkat çekerek, “Tutuklu gazeteciler üzerindeki baskı ve şiddet sürüyor. Gün yeniden Metin olma günüdür” dediler.
Gazeteci Metin Göktepe’yi anmak için Atışalanı’nda bir araya gelen Evrensel Gazetesi çalışanları “Basın

Yılmaz Güney'in kızı olmak hayatımı mahvetti - Yaşam Oyunu - Ezber Bozan Sıradışı Hareketler

Yılmaz Güney'in kızı olmak hayatımı mahvetti - Yaşam Oyunu - Ezber Bozan Sıradışı Hareketler: Yılmaz Güney'in kızı olmak hayatımı mahvetti

Yılmaz Güney'in pek tanınmayan kızı Elif Güney Pütün, acılarla dolu geçen çocukluk hikayesini ve babsıyla olan sorunlu ilişkisini Ayşe Arman'a anlattı.
Türk sinemesının Çirkin Kralı Yılmaz Güney'in de, bir çok efsane isim gibi arkasında enkaz hayatlar bıraktığını kızı Elif Güney Pütün'ün röportajını okuyunca daha iyi anlıyoruz.

Baba, sen davanın bedelini bize ödettin
Elimde bir kitap var, kapağında ‘Bir Odadan Bir Odaya’ yazıyor.

Doğan Kitap’tan çıktı.
Yazarı, herkesin bildiği biri değil.
Elif Güney Pütün.
Yılmaz Güney’in kızı.

- Sent using Google Toolbar

Yaşam ve İnsan için herşey

6 Ocak 2012 Cuma

Doymayan Sömürücüler ve Açlıktan Ölenler | habergüncel

Doymayan Sömürücüler ve Açlıktan Ölenler | habergüncel: Sömürü düzeninin giderek yozlaştırdığı toplumlarda olayları Tanrısal bir yazgı gibi algılayan ve Tanrı’dan çözüm bekleyenlerin, Jean Ziegler’in “Dünyanın Yeni Sahipleri” isimli yapıtında Georges Bernados’tan alıntıladığı “Tanrı’nın bizimkilerden başka elleri yoktur” özdeyişi üzerinde bir kez daha düşünmelerini öneririm…

Günümüzün koşullarını değerlendiren uzmanların ulaştıkları sonuçlara göre, olanaklar bilimsel ve akılcı yöntemlerle kullanılırsa yerküremizde on iki milyar insan beslenebilecekken, sömürü düzeni nedeniyle yedi milyar kadar olan dünya nüfusunun sekiz yüz milyonu açlık çekmekte, her yedi saniyede bir çocuk, yine açlıktan ölmektedir. Bunun nedeni, ekonominin bilimsel niteliklerini yitirerek sömürücü güçlerin denetimine girmesidir. Bu yozlaşma sonucunda, zengin azınlık servetlerini arttırırken yoksul çoğunluğun sefaleti artmaktadır.

- Sent using Google Toolbar

Son haberler.Spor, Finans, Kültür Sanat Magazin, Ekonomi, Dış Haberler, Politika Haberleri

2 Ocak 2012 Pazartesi

Oy maral gözlü çocuk Bilir misin, kalemim kılıç kağıt kalkanım

 OY MARAL GÖZLÜ ÇOCUK

Oy maral gözlü çocuk
Bilir misin, kalemim kılıç  kağıt kalkanım
Senin için üzerime ne duvarlar yıkılır
Kan kokulu ne duvarlar örülür bilir misin
Ve her gün batımında bir kalem kırılır
Yağlı urgan  boynumda,  ellerimde al kanım…
Oy çocuk, oy maral bakışlım
Son demlerinde ağlatırlar mor salkımlı baharı
Bilir misin, kaç kuşun kanadına ayrılık yazarlar
O ne utanmaz karanlıktır, yanar yürek harı
Kapkara bir delik açılır insanlığın tam ortasında
Senin için ciğerime  ne mezarlar kazarlar…
Oy maral gözlü çocuk
Bilir misin, bu akan özgürlüğün selidir önümde
Aydınlıktır, sanadır,  bir o kadar asidir ve deli
Senin için alev almış gözlerimde
Kaç sırdaşı sürükler kahpeliğin yeli bilir misin
Ve serin sabahlara eser seher yeli
Yüreğim titrer, ürkek serçeler ellerimde…
Bilir misin oy maral gözlü çocuk
Dağlarımın doruklarına az kaldı
Ve ekmek kadar aç olduğumuz aşka
Kurudukça toprak ve susadıkça fidanlar yeşerecek
Senin için ektiğim sevda tohumları başka
Darağacından uzandıkça gökyüzüne boy verecek…
Oy maral gözlü çocuk
Dinle bak, tabanı inleten ayak seslerini buluşturdum
Ne ağla artık ne de kapa gözlerini
Senin için aydınlığı çağlar öncesinden tutuşturdum
Ve benim ve bizim için ateşledim közlerini
Bilir misin…

Canan Arslan
Siyasi Forum Siyasi-Politik Haber - Makale - Yazılar -- Sosyoloji Toplum bilimi , sosyoloji ders notları

1 Ocak 2012 Pazar

Yaşar Kemal'in Kalemi...

Yaşar Kemal (1923), yazdığı yapıtlarla dünyada yüz akımızdır. Çevremizde yalnızlaştığımız, sorunların sarmalıma dolandığımız bu günlerde, aldığı büyük ödül bizi de onurlandırdı, yüzümüzü güldürdü. Üst Düzey Fransız Nişanı, özünde yazının, sanatın başarısını yansıtıyor.
Yaşar Kemal, o törende toplumu yanlış yola götürenleri şöyle uyardı: Sanat, insanca olmayan her şeyin karşısındadır. Sanat, insanları zulme, bitip tükenmeyen anlamsız savaşlara, bütün kötülüklere karşı uyarır. Umut, insanoğlunun sahip olduğu en büyük değerlerden biridir. Ben, hep umudun türküsünü söylemeye çalıştım.” (18.12.2011)
Yaşar Kemalin bu sözleri ancak yazı ile insanlara iletilir. Kalıcılığı, ancak yazı ile sağlanır. Biz henüz konuşma toplumu özelliğini bırakamadık. İçinde bulunduğumuz Orta Doğu halkları için, Hele bir konuş ki, seni tanıyalım” derlermiş. Uzak Doğulular içinse, Hele bir yaz” isteğiyle kişiler tanınmaya çalışılırmış.

Teokratik Düzenin Altyapısı

Teokratik Düzenin Altyapısı

TBMM halkın iradesinin somutlaşmış şeklidir. M. Kemal kendisinin kurduğu TBMM’ye; kendisine başkomutanlık yetkisini vermediği zamanda bile saygı göstermiştir.

AKP iktidarı ise TBMM açık olduğu halde; olağanüstü hallerde kullanılması gereken “kanun hükmünde kararname” (KHK) çıkararak TBMM’yi devre dışına itmiştir.

Tarihten Dersler

Tarihçi Enver Ziya Karal Hoca’nın deyişiyle “Osmanlı’nın dört paşası”ndan “Cumhuriyetin dört paşası”na geçiş pek zor olmamıştı. Bugün, tutuklu olarak yargılanan paşaların dramını, “demokrasinin bir zaferi veya bedeli” olarak yorumlayan gençler, ülkemiz askeri bir vesayetten sıyrılmaya çabalarken, sivil giysili bir “vasi” yaratmasının rahatlığı içinde mi görünmek istiyorlar?

Yaşamın Sevinci... - Hikmet Çetinkaya Köşe Yazısı

Gözlerinin kül rengi ışığında, çocuksu bir gülümsemeyi anımsıyorum, 2012’nin ilk gününde...
Duru göğün altında kapalı bir sessizlik.
Işıksın, sabahsın sen...
Bir şiirsin yaşanmamış günlerden saklı.
Yırtıcı köklerisin sen yaşamımın...
Bir günbatımını özlüyorum, bir kayanın yamacından bakarken.
Çiçekleri, kuşları, denizin pembe çevresinde yeni doğan su perisini.
Donmuş tarlalardan geçiyorum seninle, doğa yeniliyor kendini, yeniden boyamak için çayırları, çatlayan toprağı.
Resmi yalanlarla dolu bir suç ortaklığı dünyayı kuşatırken, dürüst olmanın bedelini ödüyoruz.
Yağmalanan dağlarımızı, ovalarımızı gördükçe içimiz sızlıyor.
Koylarımız, büklerimiz satıldıkça görünmeyen bir okyanusun içine gömülüyoruz.
Dünyanın tüm sorunları açan bir tomurcuk gibi geldiğinde bize, açlıktan ölen çocukları düşünüyoruz.
Katliamları, faili meçhulleri!
***
Kaygılarımız karanlığa yolluyor bizi...
Aşk bir yerlerde güneşi tahta çıkarırken haberimiz bile olmuyor.
Tepeden tırnağa pişmanlıklar, ağlamalar...
Alın yazısı mıdır bilmiyoruz!
Ateş buza vurur ve yaşama...
Gizli bir yeraltı sevinci şafak sökerken mavi sulara.
Edmond Jabes’in “Hayat İçin Yazı Sayfası” ya da “Hayat ile Ölüm Arasındaki Söyleşi” benim ülkemde kız çocuklarını, kadınları anlatır.
Adına töre denilen o vahşeti, çocuk gelinleri...