Ensemizdeki Sillenin Sahibi...
İlhan Selçuk, o seçkin yazılarını yaşama dayalı fıkralarla süslerdi. Böylece, güldürürken düşünmeyi de sağlardı.
Bilge yazar İlhan Selçuk’tan okumuştum. Adamın biri, caddede yürürken arkadan gelen, öndekinin ensesine ikide bir şamar indiriyor. Nedir, Ne oluyor, sorusuna ise adamdan, “Allah’tandır!” yanıtını alıyor. Bizimki sonunda adama der ki, “Evet, biliyorum Allah’tandır ama Allah onu hangi pezevengin eliyle kullanıyor? Merak ettiğim o. Onu öğrenmek istiyorum…”
Kaldırıma damladı hepimizin yüreğinden bir damla kan --------------- Sosyoloji Toplum bilimi , sosyoloji ders notları
Uğur Mumcu
Bu toplum, bedeninden hiç eksilmeyen yaralarla yaşıyor…
Gözden kaçanı, görülmeyeni, yok sayılanı, değer verilmeyeni, fark edilmeyeni fark ettirmek için...
Gözden kaçanı, görülmeyeni, yok sayılanı, değer verilmeyeni, fark edilmeyeni fark ettirmek için...
29 Ağustos 2011 Pazartesi
20 Ağustos 2011 Cumartesi
Kapetan Kemal Mihri Abi
Türkiye devrimci hareketi çınarlarından birini daha kaybetti geçtiğimiz hafta. 96 yıllık bir ömür kendisine bahşedilen bir asırlık zamana bir tarih sığdırdı ve tamamladı varlığını. Lakin kapatmadı kapılarını, boşuna yaşanmadı bu hayat; birilerine ilham, birilerine ışık; kimileri için ise öfkenin nesnesi oldu bir asır boyunca söylenenler, yapılanlar. Birilerini ve bir şeyleri değiştirmeye yetti bu ömür. Daha ne ister ki insan zaten yaşadığı hayattan...
Cumhuriyet- Kurtuluş Savaşı sırasında Trakya’daki direnişi yönetenlerden Urfalı Mahmut Hayrettin Bey'in oğluydu Mihri Belli. Baba yüreğindeki direniş ve devrim ateşi oğluna da geçmiş olacak ki hayatı bu ateşin yönlendirmesi altında devam etti. Hem ideolog hem de militan kimliği kazandı ve sol hareket için efsane ABİ’lerden biri oldu.
Aydınlık Sosyalist, 68 hareketi, Milli Demokratik Devrim tezi, Türkiye Emekçi Partisi, hapisler, sürgünler çizgisinde devam eden yaşamına 1979’da kastedildiyse de suikast girişimi başarılı olamadı. Saldırıdan ağır yaralı olarak kurtulan Mihri Belli hayatının geri kalanını yine sınıfsız bir dünya mücadelesiyle ve doğru bildiklerini konuşarak geçirdi.
Cumhuriyet- Kurtuluş Savaşı sırasında Trakya’daki direnişi yönetenlerden Urfalı Mahmut Hayrettin Bey'in oğluydu Mihri Belli. Baba yüreğindeki direniş ve devrim ateşi oğluna da geçmiş olacak ki hayatı bu ateşin yönlendirmesi altında devam etti. Hem ideolog hem de militan kimliği kazandı ve sol hareket için efsane ABİ’lerden biri oldu.
Aydınlık Sosyalist, 68 hareketi, Milli Demokratik Devrim tezi, Türkiye Emekçi Partisi, hapisler, sürgünler çizgisinde devam eden yaşamına 1979’da kastedildiyse de suikast girişimi başarılı olamadı. Saldırıdan ağır yaralı olarak kurtulan Mihri Belli hayatının geri kalanını yine sınıfsız bir dünya mücadelesiyle ve doğru bildiklerini konuşarak geçirdi.
Devrim,siyasal,emperyalizm,demokrasi,faşizm
Mihri Belli
Sol'un Simge İsmi Mihri Belli kimdir?
Mihri Belli, 1916′da Silivri’de dünyaya geldi. Babası Kurtuluş Savaşı yıllarında Trakya Direnişi’ni yönetenlerden Urfalı Mahmut Hayrettin Bey‘dir.
Marksist düşünce ve devrimci eylemle 1936′da iktisat okumaya gittiği Amerika’da tanıştı. Orada gençlik ve işçi hareketlerine katıldı. Bir süre Missisipi’de zenci yarıcılar arasında faaliyet gösterdi.1940′da Türkiye’ye döndü. TKP ile ilişkiye geçti.
Devrim,siyasal,emperyalizm,demokrasi,faşizm
Mihri Belli
16 Ağustos 2011 Salı
Somali-Kenya sınırındaki Dadaab Kampı… Yarın bugünden kötü olacak
Yarın bugünden kötü olacak
Binlerce kişinin açlıkla boğuştuğu Somali-Kenya sınırındaki Dadaab Kampı….
Afrika boynuzu olarak bilinen bölge aslında hiç unutmadığı ve belli aralıklarla yaşadığı felaketle yeniden karşı karşıya. Somali başta olmak üzere Etiyopya, Cibuti ve Kenya son 60 yılın en büyük kuraklığını yaşıyor.
Binlerce kişinin açlıkla boğuştuğu Somali-Kenya sınırındaki Dadaab Kampı….
Afrika boynuzu olarak bilinen bölge aslında hiç unutmadığı ve belli aralıklarla yaşadığı felaketle yeniden karşı karşıya. Somali başta olmak üzere Etiyopya, Cibuti ve Kenya son 60 yılın en büyük kuraklığını yaşıyor.
Devrim,siyasal,emperyalizm,demokrasi,faşizm
afrika boynuzu,
dadaab,
kötü,
sınırındaki,
somalikenya
14 Ağustos 2011 Pazar
Komünist Manifesto
Komünist Manifesto
Komünist manifesto, Karl Marx ve Friedrich Engels'in birlikte yazdıkları ve bilimsel sosyalizmin temel ilkelerini sistemli olarak ortaya koydukları broşüre denir. Uluslar arası Emekçiler Birliği'nin ve daha sonraki sosyalist ve komünist partilerin programlarının temelini oluşturmuştur.
Marx ile Engels'in materyalist tarih anlayışını dile getiren Komünist Manifesto'da bütün sınıflı toplumların tarihinin sınıf mücadeleleri, tarihi olduğu anlatılmak istenir. Burjuvalar ve Proleterler başlıklı I. bölümde toplumsal gelişme yasaları ele alınarak, kapitalist düzenin yerini sosyalist topluma bırakacağı ve bu tarihsel rolün proleteryaya düştüğü belirtilir.
Komünist manifesto, Karl Marx ve Friedrich Engels'in birlikte yazdıkları ve bilimsel sosyalizmin temel ilkelerini sistemli olarak ortaya koydukları broşüre denir. Uluslar arası Emekçiler Birliği'nin ve daha sonraki sosyalist ve komünist partilerin programlarının temelini oluşturmuştur.
Marx ile Engels'in materyalist tarih anlayışını dile getiren Komünist Manifesto'da bütün sınıflı toplumların tarihinin sınıf mücadeleleri, tarihi olduğu anlatılmak istenir. Burjuvalar ve Proleterler başlıklı I. bölümde toplumsal gelişme yasaları ele alınarak, kapitalist düzenin yerini sosyalist topluma bırakacağı ve bu tarihsel rolün proleteryaya düştüğü belirtilir.
Devrim,siyasal,emperyalizm,demokrasi,faşizm
friedrich engels,
karl marx,
komünist,
komünist manifesto,
manifesto
Marks ve Sosyalizm
Sosyalİzm
--------------------------------------------------------------------------------
Yukarıdan beri açıkça görülmektedir ki, Marks kapitalist toplumun sosyalist topluma dönüşmesinin kaçınılmazlığını, tümüyle ve yalnızca, çağdaş toplumun gelişiminin ekonomik yasasından çıkarmaktadır. Marks'ın ölümünden bu yana, yarım yüzyıl boyunca, geniş-ölçekli üretimin büyümesiyle kapitalist karteller, sendikalar ve tröstlerle olduğu kadar, mali sermayenin boyutları ve gücündeki çok büyük artışla da kendini çok çarpıcı bir biçimde ortaya koyan ve binlerce biçime bürünerek görülmemiş bir hızla ilerleyen emeğin toplumsallaşması, sosyalizmin kaçınılmaz doğuşunun, başlıca maddi temelini hazırlamaktadır. Bu dönüşümün düşünsel ve manevi itici gücü, bizzat kapitalizm tarafından eğitilmekte olan proletaryadır. Proletaryanın burjuvaziye karşı her gün biraz daha içerik yönünden zenginleşerek bir sürü biçimlerde ifadesini bulan savaşımı, politik gücün proletarya tarafından ele geçirilmesine ("proletarya diktatörlüğü")
--------------------------------------------------------------------------------
Yukarıdan beri açıkça görülmektedir ki, Marks kapitalist toplumun sosyalist topluma dönüşmesinin kaçınılmazlığını, tümüyle ve yalnızca, çağdaş toplumun gelişiminin ekonomik yasasından çıkarmaktadır. Marks'ın ölümünden bu yana, yarım yüzyıl boyunca, geniş-ölçekli üretimin büyümesiyle kapitalist karteller, sendikalar ve tröstlerle olduğu kadar, mali sermayenin boyutları ve gücündeki çok büyük artışla da kendini çok çarpıcı bir biçimde ortaya koyan ve binlerce biçime bürünerek görülmemiş bir hızla ilerleyen emeğin toplumsallaşması, sosyalizmin kaçınılmaz doğuşunun, başlıca maddi temelini hazırlamaktadır. Bu dönüşümün düşünsel ve manevi itici gücü, bizzat kapitalizm tarafından eğitilmekte olan proletaryadır. Proletaryanın burjuvaziye karşı her gün biraz daha içerik yönünden zenginleşerek bir sürü biçimlerde ifadesini bulan savaşımı, politik gücün proletarya tarafından ele geçirilmesine ("proletarya diktatörlüğü")
Devrim,siyasal,emperyalizm,demokrasi,faşizm
marks,
marksist,
marksist öğreti,
marksizm,
öğreti
Marks'in Ekonomik Öğretisi
Marks'in Ekonomik Öğretisi
--------------------------------------------------------------------------------
"Bu yapıtın nihai amacı, diyor Marks Kapital'in önsözünde, modern toplumun", yani kapitalist, bujuva toplumun, "ekonomik işleyiş yasasını açıklamaktır". Tarihsel olarak belirlenmiş, belli bir toplumdaki üretim ilişkilerinin, bunların başlangıcı, gelişimi ve çöküşünün bir incelenmesi — Marks'ın ekonomik öğretisinin içeriği işte budur. Kapitalist toplumda meta üretimi egemendir, ve o yüzden de Marks, metaın bir tahlili ile başlar.
Değer
Meta ilkönce, insanın gereksinimini karşılayan bir nesnedir; ikincisi, bir başka şeyle değişilebilen bir nesnedir. Bir nesnenin yararlılığı onu bir kullanım-değeri yapar. Değişim-değeri (ya da kısaca, değer), her şeyden önce, belirli bir miktardaki kullanım-değerinin bir türünün, belirli bir miktardaki kullanım-değerinin bir başka türü ile değişilebilme oranı, bağıntısıdır. Günlük deneyim bize
--------------------------------------------------------------------------------
"Bu yapıtın nihai amacı, diyor Marks Kapital'in önsözünde, modern toplumun", yani kapitalist, bujuva toplumun, "ekonomik işleyiş yasasını açıklamaktır". Tarihsel olarak belirlenmiş, belli bir toplumdaki üretim ilişkilerinin, bunların başlangıcı, gelişimi ve çöküşünün bir incelenmesi — Marks'ın ekonomik öğretisinin içeriği işte budur. Kapitalist toplumda meta üretimi egemendir, ve o yüzden de Marks, metaın bir tahlili ile başlar.
Değer
Meta ilkönce, insanın gereksinimini karşılayan bir nesnedir; ikincisi, bir başka şeyle değişilebilen bir nesnedir. Bir nesnenin yararlılığı onu bir kullanım-değeri yapar. Değişim-değeri (ya da kısaca, değer), her şeyden önce, belirli bir miktardaki kullanım-değerinin bir türünün, belirli bir miktardaki kullanım-değerinin bir başka türü ile değişilebilme oranı, bağıntısıdır. Günlük deneyim bize
Devrim,siyasal,emperyalizm,demokrasi,faşizm
marks,
marksist,
marksist öğreti,
marksizm,
öğreti
Marksist Öğreti
Marksizm, Marks'ın görüş ve öğretilerinin sistemidir. Marks, insanlığın en ileri üç ülkesince temsil edilen, 19. Yüzyılın (sayfa 15) üç temel ideolojik akımını sürdüren ve tamamlayan bir deha idi: klâsik Alman felsefesi, klâsik İngiliz ekonomi politiği ve genel olarak Fransız devrimci öğretileriyle birleşmiş olan Fransız sosyalizmi. Dünyanın bütün uygar ülkelerinin işçi sınıfı hareketinin teorisi ve programı olarak modern materyalizmi ve modern bilimsel sosyalizmi oluşturan ve karşıtları tarafından da teslim edilen görüşlerinin dikkat çekici tutarlılığı ve bütünlüğü, marksizmin esas içeriğinin, yani Marks'ın ekonomik öğretisinin bir açıklamasını yapmadan önce, genel olarak onun dünya görüşünün kısa bir özetini vermeye bizi zorlamaktadır.
Felsefi Materyalizm
Felsefi Materyalizm
Devrim,siyasal,emperyalizm,demokrasi,faşizm
marks,
marksist,
marksist öğreti,
marksizm,
öğreti
13 Ağustos 2011 Cumartesi
İlhan Selçuk - Dayak Salgını Bir Yaşam Biçimi...
Aydınlığın Bilgesi İlhan Selçuk'un 24 Aralık 2006 tarihli yazısı
İlhan Selçuk
PENCERE
İLHAN SELÇUK
Dayak Salgını Bir Yaşam Biçimi...
Dayak cennetten mi çıkmıştır?..
Soruya yanıt vermek zor!..
Ama “Dayak cennetten çıkmadır” özdeyişini azımsamak da kolay değil...
Edebiyatı sevenlerin okumaya doyamadığı Anton Çehov dayakla yetişmiş...
Nasıl?..
*
İlhan Selçuk
PENCERE
İLHAN SELÇUK
Dayak Salgını Bir Yaşam Biçimi...
Dayak cennetten mi çıkmıştır?..
Soruya yanıt vermek zor!..
Ama “Dayak cennetten çıkmadır” özdeyişini azımsamak da kolay değil...
Edebiyatı sevenlerin okumaya doyamadığı Anton Çehov dayakla yetişmiş...
Nasıl?..
*
Devrim,siyasal,emperyalizm,demokrasi,faşizm
gazete köşe yazıları,
Köşe Yazarları,
köşe yazısı,
Makaleler,
salgını,
yaşam
12 Ağustos 2011 Cuma
Alışmadık Alışmayacağız: Denizlerin idam edildiği cezaevi artık müze
Alışmadık Alışmayacağız: Denizlerin idam edildiği cezaevi artık müze: "81 yılda aralarında İskilipli Atıf Hoca, Deniz Gezmiş, Hüseyın İnan ve Mehmet Pehlivanoğlu'nun da bulunduğu 19 kişinin idam edildiği Uluc..."
Siyasi Forum Siyasi-Politik Haber - Makale - Yazılar
Siyasi Forum Siyasi-Politik Haber - Makale - Yazılar
Alışmadık Alışmayacağız: Onsuz 10 yıl
Alışmadık Alışmayacağız: Onsuz 10 yıl: "Ahmet Kaya'nın eşi Gülten Kaya, “Türkiye'deki bütün kültürler, diller, renkler ve sesler üzerinden Ahmet Kaya sürgünde kaybettiğimiz son ..."
Siyasi Forum Siyasi-Politik Haber - Makale - Yazılar
Siyasi Forum Siyasi-Politik Haber - Makale - Yazılar
Alışmadık Alışmayacağız: Çocuk Haklarının Felsefi Tahlili
Alışmadık Alışmayacağız: Çocuk Haklarının Felsefi Tahlili: "ÇOCUK HAKLARININ FELSEFİ TAHLİLİ Araştırmacılar tarafından, Batı’da 16Y.Y.’ye kadar Çocuğun ayrı bir varlık olarak ele alındığının görül..."
Siyasi Forum Siyasi-Politik Haber - Makale - Yazılar
Siyasi Forum Siyasi-Politik Haber - Makale - Yazılar
Alışmadık Alışmayacağız: İnsanlığın Büyük Ayıbı : Çocuk istismarı
Alışmadık Alışmayacağız: İnsanlığın Büyük Ayıbı : Çocuk istismarı: "Son zamanlarda çocuklara yönelik cinsel tacizler ve tecavüzler daha da artan ve kanımızı donduran gelişmelerle devam ediyor ve maalesef ol..."
Siyasi Forum Siyasi-Politik Haber - Makale - Yazılar
Siyasi Forum Siyasi-Politik Haber - Makale - Yazılar
Milliyetçilik Nedir, Ne Değildir, Nasıl İncelenir
Milliyetçilik Nedir, Ne Değildir, Nasıl İncelenir?
Çok değil, bundan birkaç yıl önce, Türkiye‘de birisi milliyetçilik denilen olguyu incelemeye kalksa, küçümsenmekten tutun da faşistlikle suçlanmaya kadar yolu vardı. ’70’lerin başında, Afrika’daki azgelişmiş ülke milliyetçiliğini neden incelediğimi insanlar çok merak ettiler. Aynı onyılın sonunda, Kemalist milliyetçilikle ilgili bir kitap yazıyorum diye az laf işitmedim.
İnsanlar, kendilerince haklı olarak, yaptığımın a-nakronik (zamanını şaşırmış) olduğunu düşünüyorlardı. Çünkü milliyetçilik aşılmış, zamanın gerisinde kalmıştı. Anakronik olduğunu kabul ediyorum, ama zamanının gerisinde kalmış olmasından değil de, biraz tersi nedenden ötürü. Neyse.
’90’larda artık kimseciklerin milliyetçilik olgusunu anakronik falan ilan etmeye gücü mecali yok. Kendisinin yerini alma savında olan tutunum (cohesion) ideolojisinin, Proletarya Enternasyonalizmi’nin başarısızlığa uğramasından sonra milliyetçilik öyle bir patlama yaptı ki, kişilikleri ve meslekleri itibariyle en ilgisiz olanlar bile, her yakaladıklarına “Yahu, Yugoslavya’da neler oluyor, bir anlatsana” demeye başladılar.
Milliyetçiliğin encamını, bazı makaleler dışında, daha önce iki kitapta ele aldım (Azgelişmiş Ülke Milliyetçiliği, Kara Afrika Modeli, Ankara SBF Y., 1977; Atatürk Milliyetçiliği, Resmî İdeoloji Dışı Bir İnceleme, 2. Basım, Ankara, Bilgi Y., 1990). Bir de, Marksizm ve Gelecek dergisinin 1992 başında çıkan 5. sayısında İlhan Tekeli, Alaeddin Şenel ve Mehmet Ali Ağaoğulları’yla birlikte bir açıkoturum yaptık. Daha fazla bilgi ve ayrıntı için oralara bakabilirsiniz. Burada lafı idareli kullanarak, hem olgunun en can alıcı noktalarını öne çıkarmaya hem de milliyetçiliği 21. yüzyıl eşiğindeki yerine oturtmaya çalışacağım. Yöntem olarak da, arabaşlıklar koymayı ve küçük küçük sorular sorarak yanıtlamayı deneyeceğim. Okuması kolay olur diye.
“BİZ” VE “O’NLAR”
Milliyetçilik, insanların kendi benzerleriyle bütünleşme yoluyla kendilerini güçlü ve huzurlu hissetmek için tarih boyunca başvurdukları yollardan bir tanesidir.
İnsanlar, bir gruba ait olduklarını, o grubun üyesi sayıldıklarını hissedince rahatlarlar. Bunun için iki yol kullanırlar. Ya grubun diğer üyeleriyle ortak yönlerini vurgulayarak biz duygusunu güçlendirirler, ya da grubun dışındakileri (o’nlar) dışlayarak, kötüleyerek kendi gruplarının dayanışmasını bu olumsuz yöntemle arttırmaya çalışırlar. Genellikle bu iki yolun ikisi birlikte kullanılır, ama ilke olarak, biz duygusunu oluşturan ögeler zayıf olduğu zaman, ikâme etmek için, o’nlar kavramına daha çok başvurulur. Huzursuz bir insanın, çevresiyle daha çok çatışması gibi.
Soru: “Grup” ama, hangi tür grup? Sınırları ne?
Çok değil, bundan birkaç yıl önce, Türkiye‘de birisi milliyetçilik denilen olguyu incelemeye kalksa, küçümsenmekten tutun da faşistlikle suçlanmaya kadar yolu vardı. ’70’lerin başında, Afrika’daki azgelişmiş ülke milliyetçiliğini neden incelediğimi insanlar çok merak ettiler. Aynı onyılın sonunda, Kemalist milliyetçilikle ilgili bir kitap yazıyorum diye az laf işitmedim.
İnsanlar, kendilerince haklı olarak, yaptığımın a-nakronik (zamanını şaşırmış) olduğunu düşünüyorlardı. Çünkü milliyetçilik aşılmış, zamanın gerisinde kalmıştı. Anakronik olduğunu kabul ediyorum, ama zamanının gerisinde kalmış olmasından değil de, biraz tersi nedenden ötürü. Neyse.
’90’larda artık kimseciklerin milliyetçilik olgusunu anakronik falan ilan etmeye gücü mecali yok. Kendisinin yerini alma savında olan tutunum (cohesion) ideolojisinin, Proletarya Enternasyonalizmi’nin başarısızlığa uğramasından sonra milliyetçilik öyle bir patlama yaptı ki, kişilikleri ve meslekleri itibariyle en ilgisiz olanlar bile, her yakaladıklarına “Yahu, Yugoslavya’da neler oluyor, bir anlatsana” demeye başladılar.
Milliyetçiliğin encamını, bazı makaleler dışında, daha önce iki kitapta ele aldım (Azgelişmiş Ülke Milliyetçiliği, Kara Afrika Modeli, Ankara SBF Y., 1977; Atatürk Milliyetçiliği, Resmî İdeoloji Dışı Bir İnceleme, 2. Basım, Ankara, Bilgi Y., 1990). Bir de, Marksizm ve Gelecek dergisinin 1992 başında çıkan 5. sayısında İlhan Tekeli, Alaeddin Şenel ve Mehmet Ali Ağaoğulları’yla birlikte bir açıkoturum yaptık. Daha fazla bilgi ve ayrıntı için oralara bakabilirsiniz. Burada lafı idareli kullanarak, hem olgunun en can alıcı noktalarını öne çıkarmaya hem de milliyetçiliği 21. yüzyıl eşiğindeki yerine oturtmaya çalışacağım. Yöntem olarak da, arabaşlıklar koymayı ve küçük küçük sorular sorarak yanıtlamayı deneyeceğim. Okuması kolay olur diye.
“BİZ” VE “O’NLAR”
Milliyetçilik, insanların kendi benzerleriyle bütünleşme yoluyla kendilerini güçlü ve huzurlu hissetmek için tarih boyunca başvurdukları yollardan bir tanesidir.
İnsanlar, bir gruba ait olduklarını, o grubun üyesi sayıldıklarını hissedince rahatlarlar. Bunun için iki yol kullanırlar. Ya grubun diğer üyeleriyle ortak yönlerini vurgulayarak biz duygusunu güçlendirirler, ya da grubun dışındakileri (o’nlar) dışlayarak, kötüleyerek kendi gruplarının dayanışmasını bu olumsuz yöntemle arttırmaya çalışırlar. Genellikle bu iki yolun ikisi birlikte kullanılır, ama ilke olarak, biz duygusunu oluşturan ögeler zayıf olduğu zaman, ikâme etmek için, o’nlar kavramına daha çok başvurulur. Huzursuz bir insanın, çevresiyle daha çok çatışması gibi.
Soru: “Grup” ama, hangi tür grup? Sınırları ne?
Devrim,siyasal,emperyalizm,demokrasi,faşizm
Milliyetçilik Nedir,
Nasıl İncelenir,
Ne Değildir
Adnan Menderes Kimdir Biyografisi, Siyasi Yaşamı - Yaşam Oyunu - Ezber Bozan Sıradışı Hareketler
Adnan Menderes Kimdir Biyografisi, Siyasi Yaşamı - Yaşam Oyunu - Ezber Bozan Sıradışı Hareketler: "Adnan Menderes (tam adı: Ali Adnan Ertekin Menderes, d. 1899, Aydın – ö. 1961, İmralı Adası), siyasetçi, 1950-1960 yılları arasında Türkiye Cumhuriyeti başbakanı.
1899'da, Aydınlı toprak ağası varlıklı bir çiftçinin oğlu olarak doğdu. Büyük babası Hacı Ali Paşa Kırım Tatarları'ndan olup Eskişehir çevresinden Tire taraflarına göç etmiştir. İbrahim Ethem Bey'le, Tevfika Hanım'ın oğludur. Kızkardeşi Melike küçük yaşta ölmüştür. 1. Dünya Savaşı öncesinde önce Karşıyaka'da forvet, daha sonra Altay'da kalecilik olmak üzere futbol oynadı. İzmir'in ünlü ailelerinden, Yemişçibaşı Fatma Berin Hanım'la evlenmiş, ondan Yüksel, Mutlu, Aydın olmak üzere üç oğlu olmuştur. İlkokuldan sonra, İzmir Amerikan Koleji'nden mezun oldu. 1.Dünya Savaşı'nda yedeksubay eğitimi gördü, fakat hastalandığı için cepheye gidemedi. Kurtuluş Savaşı'nda savaştı ve İstiklal Madalyası aldı. Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi'nden 1935 yılında mezun oldu...
- Google Araç Çubuğu kullanılarak gönderildi"
Tıp Bilimleri - Tıp Fakültesi Dersleri Tıp Ders Notları
1899'da, Aydınlı toprak ağası varlıklı bir çiftçinin oğlu olarak doğdu. Büyük babası Hacı Ali Paşa Kırım Tatarları'ndan olup Eskişehir çevresinden Tire taraflarına göç etmiştir. İbrahim Ethem Bey'le, Tevfika Hanım'ın oğludur. Kızkardeşi Melike küçük yaşta ölmüştür. 1. Dünya Savaşı öncesinde önce Karşıyaka'da forvet, daha sonra Altay'da kalecilik olmak üzere futbol oynadı. İzmir'in ünlü ailelerinden, Yemişçibaşı Fatma Berin Hanım'la evlenmiş, ondan Yüksel, Mutlu, Aydın olmak üzere üç oğlu olmuştur. İlkokuldan sonra, İzmir Amerikan Koleji'nden mezun oldu. 1.Dünya Savaşı'nda yedeksubay eğitimi gördü, fakat hastalandığı için cepheye gidemedi. Kurtuluş Savaşı'nda savaştı ve İstiklal Madalyası aldı. Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi'nden 1935 yılında mezun oldu...
- Google Araç Çubuğu kullanılarak gönderildi"
Tıp Bilimleri - Tıp Fakültesi Dersleri Tıp Ders Notları
Somalili annelerin zor seçimi
Somalili annelerin zor seçimi
Açlığın pençesindeki Somali'de anneler, dünyada bir annenin yapabileceği en zor seçimle, hangi çocuklarını ölüme terk etmeleri gerektiğine karar veriyorlar.
Yanlarında, bazıları çok sayıda çocuklarıyla yayan yürüyen anneler, ellerindeki kıt yiyecekleri ve suları tükenmek üzereyken "hangi çocuğun yaşama ihtimali daha fazla, hangisi arkada bırakıp yola devam etmeli" şeklinde korkunç bir seçimle karşı karşıya kalıyorlar.
Açlığın pençesindeki Somali'de anneler, dünyada bir annenin yapabileceği en zor seçimle, hangi çocuklarını ölüme terk etmeleri gerektiğine karar veriyorlar.
Yanlarında, bazıları çok sayıda çocuklarıyla yayan yürüyen anneler, ellerindeki kıt yiyecekleri ve suları tükenmek üzereyken "hangi çocuğun yaşama ihtimali daha fazla, hangisi arkada bırakıp yola devam etmeli" şeklinde korkunç bir seçimle karşı karşıya kalıyorlar.
Eşim,"Seni Ayşe Paşalı gibi öldürürüm" diyor
İlkel erkek örnek aldı
Şiddet mağduru kadınların sözleri şiddetin sığınmaevlerinde de sürdüğünü gösterdi ve korkunç bir gerçeği daha ortaya çıkardı: Eşim,"Seni Ayşe Paşalı gibi öldürürüm" diyor.
Alışmadık Alışmayacağız- Kadınların hukuki haklarıyla ilgili bilgi alıp yardım talebinde bulunduğu Ankara Barosu’nun Gelincik Projesi’ne başvuranların sayısı bini geçerken gönüllü avukatların sayısı 250’yi buldu. Kadınlar en fazla şiddeti hafta sonu eşleri evde olduğu için cumartesi-pazar günleri görürken, şikâyetler çocuğunu banyo yaptırarak hasta etmesi, pilav yapmaması, dışarı çıkması gerekçe gösteriliyor. Kadınlar ayrıca aile içi cinsel şiddete de maruz kalmaktan yakınıyor. Ayrıca mahalle baskısı ve korku nedeniyle yaşadıkları cinsel şiddeti anlatmaktan kaçınıyorlar.
Ayşe Paşalı’yla tehdit ediyor
Şiddet mağduru kadınların sözleri şiddetin sığınmaevlerinde de sürdüğünü gösterdi ve korkunç bir gerçeği daha ortaya çıkardı: Eşim,"Seni Ayşe Paşalı gibi öldürürüm" diyor.
Alışmadık Alışmayacağız- Kadınların hukuki haklarıyla ilgili bilgi alıp yardım talebinde bulunduğu Ankara Barosu’nun Gelincik Projesi’ne başvuranların sayısı bini geçerken gönüllü avukatların sayısı 250’yi buldu. Kadınlar en fazla şiddeti hafta sonu eşleri evde olduğu için cumartesi-pazar günleri görürken, şikâyetler çocuğunu banyo yaptırarak hasta etmesi, pilav yapmaması, dışarı çıkması gerekçe gösteriliyor. Kadınlar ayrıca aile içi cinsel şiddete de maruz kalmaktan yakınıyor. Ayrıca mahalle baskısı ve korku nedeniyle yaşadıkları cinsel şiddeti anlatmaktan kaçınıyorlar.
Ayşe Paşalı’yla tehdit ediyor
9 Ağustos 2011 Salı
Şiddet tatile girmiyor ki
Şiddet gören kadının ilk başvuracağı nokta olması planlanan merkezin açılışı Meclis'i bekliyor.
Türkiye’nin dört bir yanında kadına yönelik şiddet artarken Sağlık Bakanlığı’nın 1 Ağustos’ta hizmete açacağını duyurduğu Kadın İzlenim Merkezleri, söz verilmesine karşın faaliyete geçirilmedi. Merkezle ilgili bakanlıktan “Şu an takip ediliyor. Henüz açılmadı. Merkezin yaşama geçirilmesi zor değil, ama şu an sadece başvurular alınıyor”
Türkiye’nin dört bir yanında kadına yönelik şiddet artarken Sağlık Bakanlığı’nın 1 Ağustos’ta hizmete açacağını duyurduğu Kadın İzlenim Merkezleri, söz verilmesine karşın faaliyete geçirilmedi. Merkezle ilgili bakanlıktan “Şu an takip ediliyor. Henüz açılmadı. Merkezin yaşama geçirilmesi zor değil, ama şu an sadece başvurular alınıyor”
Devrim,siyasal,emperyalizm,demokrasi,faşizm
kadın,
kadın İzlenim merkezleri,
kadına şiddet
Bekir Coşkun: Sözümüz var / Köşe yazıları
Bekir Coşkun: Sözümüz var
Bekir Coşkun okurlarına duygu yüklü bir yazıyla seslendi. 'Cumhuriyet'in hüzünlü ama onurlu yolu'nu köşesine taşıyan usta kalem, 'bu gazeteyi okurken 'neden' ve 'niçin'i sorgulayın' diyor...
Sözümüz Var...
Bizler sabahları, kavgası uğruna canını vermiş yiğit gazetecilerin duvarlarda asılı fotoğrafları arasından geçerek gireriz Cumhuriyet’e...
Siz okurken de gözünüzün önünden yiğitler geçsin...
Ve bu gazeteyi okurken sorun:
Niçin?..
Niçin bu baskılar, bu saldırılar, bu kurşunlar, bu bombalar Cumhuriyet’e?..
Bekir Coşkun okurlarına duygu yüklü bir yazıyla seslendi. 'Cumhuriyet'in hüzünlü ama onurlu yolu'nu köşesine taşıyan usta kalem, 'bu gazeteyi okurken 'neden' ve 'niçin'i sorgulayın' diyor...
Sözümüz Var...
Bizler sabahları, kavgası uğruna canını vermiş yiğit gazetecilerin duvarlarda asılı fotoğrafları arasından geçerek gireriz Cumhuriyet’e...
Siz okurken de gözünüzün önünden yiğitler geçsin...
Ve bu gazeteyi okurken sorun:
Niçin?..
Niçin bu baskılar, bu saldırılar, bu kurşunlar, bu bombalar Cumhuriyet’e?..
Devrim,siyasal,emperyalizm,demokrasi,faşizm
gazete köşe yazıları,
Köşe Yazarları,
köşe yazısı,
Makaleler
6 Ağustos 2011 Cumartesi
Japon Balıkçısı ( Hiroşima anısına ) - Yaşam Oyunu - Ezber Bozan Sıradışı Hareketler
Japon Balıkçısı ( Hiroşima anısına ) - Yaşam Oyunu - Ezber Bozan Sıradışı Hareketler: "- JAPON BALIKÇISI NAZIM HİKMET RAN
♪ Music ( Müzik ) - Yabancı Şarkı Sözü Çevirileri Turkish Versions Of Lyrics,türkçe şarkı -- Tabb - Akor - Nota gitar, piyano, keman
♪ Music ( Müzik ) - Yabancı Şarkı Sözü Çevirileri Turkish Versions Of Lyrics,türkçe şarkı -- Tabb - Akor - Nota gitar, piyano, keman
Mete Kızık'ın yeni çıkan inceleme kitabı 'Küresel İsyan 68'
'Küresel İsyan 68'
Mete Kızık 68 devrimini irdeliyor... Dönemi eşitlik mücadelesinden, çevre ve insan haklarına kadar birçok konuya değinin Kızık, devrimin kazanımlarını vurguluyor.
Mete Kızık'ın yeni çıkan inceleme kitabı 'Küresel İsyan 68' dünden bugüne 68 ruhuna ışık tutyor. Cumhuriyet Kitapları'ndan çıkan eserde Kızık kitabı şöyle özetliyor:
Mete Kızık 68 devrimini irdeliyor... Dönemi eşitlik mücadelesinden, çevre ve insan haklarına kadar birçok konuya değinin Kızık, devrimin kazanımlarını vurguluyor.
Mete Kızık'ın yeni çıkan inceleme kitabı 'Küresel İsyan 68' dünden bugüne 68 ruhuna ışık tutyor. Cumhuriyet Kitapları'ndan çıkan eserde Kızık kitabı şöyle özetliyor:
Devrim,siyasal,emperyalizm,demokrasi,faşizm
68 devrimi,
devrimini,
irdeliyor,
İsyan resimleri,
kitap,
küresel,
küresel İsyan 68,
mete kızık
3 Ağustos 2011 Çarşamba
Proletarya Diktatörlüğü Hakkında Bilgi
Proletarya diktatörlüğü, Marksizmdeki tarihsel ve siyasal düşünceye göre, kapitalizmle komünizm arasında uzanan geçiş döneminin siyasal biçimini ifade eder.Sosyalizm dönemi, komünizme yani sınıfsız topluma geçiş dönemi olması itibariyle proltarya diktatörlüğü dönemidir.
Devrim,siyasal,emperyalizm,demokrasi,faşizm
diktatörlüğü,
hakkında,
liberal,
nedir,
proje,
proletarya,
sosyal,
sosyoloji
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)